içimde kalmasındansa söylerim daha iyi mantığıyla yola çıkarsın... düşünürsün günlerce, acaba söylemeli miyim diye. gaz verirler çevrenden, en iyisinin böyle olacağını söylerler. tekrar düşünürsün. acaba yüzüne mi söyleyeyim, yoksa msnden mi, yoksaa mesaj mı atayım diye. kararını verirsin; en doğrusunun msn olduğunu düşünürsün. tarihini belirlersin. akşam açarsın msnini, onlinedır. selam yazarsın selam yazar. hal hatır sorarsın bu mevzu da biter. seninle konuşmam gerekenler var, özel dersin. evet dinliyorum yazar. anlatırsın her şeyi... hoşlanmaktan öte olduğunu hislerinin, ona aşık olduğunu. üzerinden büyük bir yük kalkmıştır, şimdi ise onun ne söyleyeceğini merak ediyorsun. onun için de arkadaş olarak gördüğü birinin ona olan aşkına cevap vermek zor bir şeydir bu nedenle iki saat "....... ileti yazıyor..." yazısını izlersin. kalbin küt küt atmaktadır bu arada. sonunda ekranda beliriverir yazdıkları : "teşekkür ederim, gerçekten onur duydum ama sana karşı bir şey hissetmiyorum. iyi ki söyledin, içinde kalmamalıydı. ben de bir kere böyle bir şey yaşamıştım içinde kalınca fena oluyor. ve bana güvenebilirsin, kimseye söylemem." der. karşılık alamasan da açıldığın için hafiflemişsindir. birkaç ay sonra eski sevgilisiyle tekrar birleşir ve o kızdan duyarsın senin sevgilisini sevdiğini. ona güvendiğine mi yanasın, kızın gözünden düştüğüne mi, hala köpek gibi aşık olmana mı... hangisine ağlarsan ağla...
bu yüzden demek istediğim sakın ha söylemeyin. aşkınızdan geberseniz de sadece sizde kalsın. sonuç olarak tüm okula rezil olabilirsiniz. *