dualizme yazgılı kısır ahlakın gündelik felsefesi aşkı da nefretle anlayabiliyor ancak. ziyadesiyle sahicidir nefret, ama ille de aşkın dönüşeceği tek şey değildir. "aşkla nefret arasındaki çizgi çok incedir" gibisinden düzayak kabullerle ezber edilmiş, üzerinde çalışılmış acılarla yaşananlar da sahiplerince anlaşılmayı bekliyor.
yolda sevdiği kadınca reddedilen, onu başkasına yar etmeyeceği yeminiyle bir dakika sonra kurşun yağdıran gencin aşktan anladığı da buydu. terbiyede nefret korkudan sonra gelir, benzeştirmek-insanı tornistan etmek için elverişlidir. filmler, ucuz romanlar, ağlak şiirler, bilcümle kır-şehir efsaneleri vs. vs. ortalama şaşmadığı için, şaşmaması için dürtükleyip durur bu mitosu.
"... ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum" diyerekten nietzsche'yi analım, orhan veli yakalım burdan bir de;
"düşünme,
arzu et sade!
bak, böcekler de öyle yapıyor."