ilk yapıtlarında, yazdıklarıyla kendi arasına koyduğu kasıntılı ve korumalı mesafe, yerini, kendi kendini zaten alaya aldığı için alaya alınmasına gerek kalmayan bir dünyanın en küçük ayrıntılarına sevinçle katılma isteğine bıraktı. her şey var idi ve var olan her şey de gülünçtü. "yeni hiç bir şey yok"un bütün tadını çıkaran yazar artık neşesine kavuşmuş, bütün toplumsal yıldırmalardan kurtulmuş bir kaderciydi.