salim ile mikael akerfeldt yüzünden inanılmaz merak ettiğim yazardı nihayet tanıştık. öyle pek de abartılacak bir tarafı yokmuş hani * esprili, yakışıklı bir adam ama hepsi o kadar. ne abartıldığı kadar iyi kavga ediyor ne de salim ile mikael akerfeldt' in söylediği kadar maço. enteresan bir adam doğru ama uçlarda yaşayan bir adam da değil kesinlikle. ağrı' da askerlik yapmak bünyesinde derin izler bırakmış bu çok belli. askerlik anılarını hem çok hoş bir üslupla hem de müthiş tasvirlerle anlatıyor lakin alınmasın ama biraz da abartıyor sanki. salim ile mikael akerfeldt saçlarından bahsetmişti hep kınalı saçları demişti ama inanmamıştım. gerçekten öyleymiş. sordum niye böyle diye ''bizde 3 şeye kına yakarlar; kurbanlık koyuna ALLAH' a kurban olsun diye, evlenen kıza kocasına kurban olsun diye bir de askere giden çocuğa vatana kurban olsun diye'' dedi. annem askere giderken yaktı sonra saç dökülmesine iyi geldi diye de bir daha yaktım dedi. herkesin gözleri doldu ama dayanamadım ve ''iyi de abi anlattığın hikaye çok meşhur bir hikayedir ve seninle alakası olmadığını da biliyorum'' dedim. utandı, küstü, kızdı. birasını yudumladı önce ve sonra yüzüme baktı saf saf, boş gözlerle ''kokusunu seviyorum lan'' dedi. güldük daha da konuşmadık.
bir sonraki zirvede görüşmek dileğiyle, memnun oldum yazarı. *
