otobüs manyağı bir çocuk olarak büyüdüm. arena, metro, çorlu birlik gibi firmaların otobüsleriyle istanbul'a gittiğimiz de oldu. küçüğüm o zaman, diyemiyorum ki anneme "yav istanbul seyahat çok kaliteli onunla gidelim" diye. istanbul'dan da asya tur'u kullanmak suretiyle memleketime varırdım da sevinirdim, ah ulan.
her neyse. bakınız efendim bu yaşında hala otobüslere bayılan, binmeden önce travegoları, setraları affedersiniz sikecekmiş gibi inceleyen bir herifim. ve kesinlikle söyleyebilirim ki, çorlu'dan istanbul'a gidecekseniz, bundan iyisini bulamazsınız.
1000 kilometreden fazla yolu iki adet minik blaupunkt televizyonla gidip yol boyunca sadece çay veya kahve içebilmiş bir insanım. istanbul seyahat ise, 120 kilometrelik yolda önüme bana özel mini mini bir televizyon koyuyor, kulaklık veriyor, "müzik dinle, televizyon izle, takıl kafana göre" diyor ve bunun yanında hastası olduğum kekle kolamı da veriyor, kahvemi de, çayımı da.
"1000 kilometre yolda kek servisi mi olur it, tesislerde in ye!" diyeceksiniz, diyorsunuz. ama bana ne arkadaş, ben otobüste poğaça, kek, pasta, tavuk döner falan olsun istiyorum.
ha muavinlerinde de şu ana kadar hiçbir öküzlüğe rastlamadım. son iki seyahatimdeki muavinler zaten "kız olsam verirdim" türünden adamlardı. yanlış bilet kesilmişse yazıhaneye gidip olayı öğrenir, kimseyi mağdur etmeden yerlerine oturturlardı. servis, ilgi alaka, kibarlık falan da taş gibiydi. ne firmalar gördüm 6 kişiye aynı bileti kesen, "siz burda oturun, otobüste yer var nasılsa, sorun olmaz" diyen...
