câsiye suresi 23. ayette açık ve net olarak bahsedilen erkeklerdir:
"kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen ve bunun üzerine Allah'ın, zihninin hidayete kapalı olduğunu bilerek sapmasına izin verdiği, kulaklarını ve kalbini mühürlediği ve gözlerinin üzerine bir perde çektiği insanı, hiç düşündün mü? Allah'ın onu terk etmesinden sonra kim ona doğru yolu gösterebilir? O halde, hiç düşünüp ders çıkarmaz mısınız?"
bu ayette insanların en çok takıldığı nokta, tetikleyici unsurun "ne" olduğu konusunun anlaşılamamasıdır.
öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, kur'an-ı kerim'de yer alan hiç bir ayet tek başına anlaşılamaz. kur'an ne bir romandır, ne de bir ansiklopedi. kur'an-ı kerim yaşmın ta kendisi olduğu için, aynen yaşam gibi girifttir ve insanı herbir ayetinde görmek ister.
bu sebeple câsiye suresi 23. ayette anlatılan mevzuyu tam olarak anlayabilme adına, çok uzağa gitmeden yine "heva ve heves" konusunun işlendiği Muhammed suresi 16. ayete bakalım:
"Şimdi bu çaresiz günahkarlar arasında seni dinliyor görünenler var, ama senin yanından ayrıldıktan sonra, senin mesajını anlamış olanlara küçümseyici bir edayla -O şimdi ne anlattı ki?- diye sorarlar. işte böyleleri, kalpleri Allah tarafından mühürlenmiş olanlardır, çünkü onlar her zaman sadece kendi tutku ve ihtiraslarına uymuşlardır."
evet! muhammed suresi 16. ayet esasen konuyu bize aydınlatmış oldu. buradan anlaşılan şudur:
1. allah, bir çok ayette belirttiği üzere "uyarıcı göndermediği" kimseleri hesaba çekmez ve azap etmez!
2. allah, insanlara doğruya yönelten ve yanlış olandan uzaklaştıran uyarıcı ve rehberler gönderir ve bu uyarıcılar, her türlü güzel yolu (ikna, mucize) kullanarak insanlara hidayeti sunar.
3. şayet kendisine defalarca rehberlik edilmiş, doğruların doğrulukları ispatlanmış, yanlışların çirkinlikleri gözüne ve aklına gözterilmiş bir insan; her şeye rağmen hidayete ermemiş ve üstüne üstlük allah ve elçilerini alaya almışsa işte bu durumda allah o kişinin sapmasına izin verir yani şeytanın o kişide tesirli olmasına göz yumar; onun -zaten açılmayacak olan- kalbini mühürler.
4. işte burada tetikleyici unsur, insanın bizat "kendisidir." allah, hidayet kapılarını açar... gururunu ve hevalarını bırakabilen o kapıdan girer.