tanrının olduğu her yerde halk sadece insandır

entry3 galeri
    ?.
  1. insanlar, bu sonu bilinmez evrendeki konumlarına baktıklarında kendilerinin ne denli önemsiz ve anlamsız varlıklar oldukları hissine kapılabilirler ve bundan sebep, bir eziklik duygusu kaplayabilir, içlerini. her bilinmeyen onlar için ilgi çekicidir ama bu, sınırları bilinmeyen hatta hafızaların alamayacağı genişlikte bir bilinmeyen ise ürkütücü bir hal alır. bundan kurtulmanın en güzel yolu, daha büyük bir gücün tanımlanamayan varlığını benimseyip onun himayesine girmek, tüm lutuflarını ve vereceği tüm cezaları siğneye çekerek kulu-kölesi olmayı kabul etmek, kimi zaman da aşka gelip bu tarif edilemeyen varlığın bacak arasından evrene kafa tutmaktır.

    - tıpkı, diş geçiremeyeceğini anladığı bir çocuğa babasının bacak arasından laf sokan çocuk misali.

    hoştur elbet! ama boştur da aynı zamanda... kendini avutmadır. gelelim! insani değerler konusuna. yediği besine, içtiği suya, soluduğu havaya, kısacası yaşadığı doğaya, insanlara, nesli tükenmekte olan bitkilere ve hayvanlara, bir somalili ile bir isviçreli'nin ya da kanadalı'nın duyduğu hassasiyet ve verdiği önem aynı mıdır? üstelik, tüm semavi dinlerin ortak kabulü ile her ikisi de aynı tanımlanamayan varlığın yarattığına inanılan insanlar olduğu halde.

    bundan, şu çıkarımı yapmak umarım yanlış olmaz;

    - insanların insani değerlerini, kimilerince onları yarattığına inanılan tanımlanamaz varlığın bahşettiği düşüncesi, bir safsatadan ibarettir. aynen bilgi ve beceriler gibi insanlarda, insani değerlerin gelişimini sağlayan da eğitimdir. uygar toplumlardaki insani değer ölçütleri bunun en güzel kanıtıdır.
    0 ...