sürekli karısını aldatan bir adam varmış. hem de ailecek görüştükleri birisini metres tutmuş kendine. bir gün bunlar dostlarına yemek düzenlemişler. bu aldatan amca, yüzsüzlüğün dibine vurarak metresi olan aile dostunu da çağırmış yemeğe. adamı karısının yanında kuzu gibi görünce, metresin tepesi atmış. başlamış içmeye. art arda içmiş içmiş zom olmuş.
adamın karısına dönmüş;
- sen salaksın. senin kocan seni aldatıyor. hem de benimle. gözünün içine baka baka sana yalan söylüyor. sana işim uzadı diyor ama, her gece iş çıkışı önce benim evime uğruyor. saatlerce, çılgınlar gibi sevişiyoruz demiş.
karısı hiç istifini bozmamış. yemek servis ediyormuş o sırada. servis tabağını yavaşça yere bırakıp.
- şimdi benim eşim levent'te çalışıyor. biz bostancı'da oturuyoruz. trafiği filan da hesaba kat, mesafe nereden baksan 1 saat. şimdi bu adam bu bir saat içerisinde tuvaleti gelip, umumi helaya gitmek isterse ben ona kızabilirmiyim.
demiş ve dönüp işine devam etmiş. sonradan bu kadıncağız boşanmış tabi ama hanımefendiğini de göstermiş zannımca.
işte bu hikayede adamın yaptığı eylem, arada aşk ve sevgi olmadan, ihtiyaç için sevişmektir.
not: bu hikayeyi cemil ipekçi anlatmıştı. tam hatırlamıyorum. hatırladığım kadarıyla anlattım.