dine saygı adı altında dayatılan söylem. adamlar kendilerinde her türlü, simge, sembol ve toplumsal anlamda değeri olan şeyleri sorgulama hakkını görürken inandıkları peygamberin sorgulanmasını da saygı kılıfı altında tartışılamaz ve eleştirilemez ilan etmektedirler. eğer ki birey başka şeyleri eleştirebilme hakkını kendinde görüyorsa kendi değerlerinin de eleştirilme hakkı olduğunu baştan kabul etmiş demektir. hem peygamberlerin tartışlamayacağı gibi bir zorunluluğun neden kaynaklandığı ise mantıklı olarak açıklanamamaktadır. tek söylem "değerlerimize saygı"e o zaman demezler mi; değer sahibi sadece sen değilsin. işte bu durumda da ortaya değerin şiddeti devreye giriyor. herkesin kendi değerini en değerli kategorisinde değerlendirebilme hakkı elbette mevcuttur ancak değerlerin eleştirilememesi gibi bir peşin kabul isteği oldukça saçmadır. nasıl ki toplumsal liderler eleştirilebiliyorsa peygamberler de toplumsal lider kavramı içerisinde değerlendirilip eleştirilebilir. bunun önünde hiçbir neden engel olarak duramaz. eğer ki işe metafizik öğreler yükleyip olayları mistize etme yanlışına girilirse o zaman tüm toplumsal liderlere de kutsiyet ve mistisizm atfedilebileceği gerçeğini belirtmek gerekiyor.
hiç bir neden bir olgunun eleştirilmesi önünde engel olamaz. hele hele sanrılara dayanarak, mistisize edilen şeylerse bunlar.