komedyenin hep güldüğünü zannetmeye benzer. bu sürekli bekleyiş, olguya kota koyuş aslında bir tür zorlayıcılık içerir. hep güldürmeliyim, komik olmalıyım, esprim cuk diye yerine oturmalı mantığı içten içe kemirir kişiyi. bu da samimiyetten, doğallıktan uzaklaşmaya neden olur. halbuki en baba espriler natural ruh halinde oluşuverir. ince yaşam ayrıntılarıyla espriler şekillenir.
arada formsuzluklar olur, espriler tıkanır. bazen de bir konuya odaklanılır o konudan bir türlü çıkılmaz. fakat mühim olan samimiyetten kopmamak ve kendini yenilemeye çalışmaktır.
21. yüzyılın en mühim insanlık görevlerinden birisi de karikatüristlerin yaratıcılıklarının kalibresine binaen zaman zaman sıkıntıya düşebileceklerini kestirmek. hep mükemmel olmuyor bu işler.