henüz bulunamayan yöntem gibi görünsede pek çok yolu vardır bahsi geçen saçmalığın üstesinden gelmenin. üstelik zor da değildir. oturduğun evladivelik ve bir o kadar kıytırık barın barmeniyle muhabbetti açtığında sana tıkır tıkır dökmektedir tüm incileri. alanya'da don carleone'nin barmenleri, izmir'de brink'in barmenleri bu işte ustalaşmıştır.
kilit nokta her zaman bir aracı bulmaktan geçer. öncelikle kapriyle, t-shirt'le gitmeyeceksin mekana. kapının önüne ferrari'yle gelsen bile adam yerine koymazlar seni bu detaylardan dolayı. kapının önündeki konsomatris kılıklı hatunlara 2 bira karşılığında seni içeri sokmalarını rica etmeyeceksin. çünkü kapının önüne toplanan her apaçi bunu yapabilecek kapasitetedir. neyse devam edelim, bodyguard'ın cebine rüşvet ayağına para sıkıştırmak eskiden işe yarasa da artık bar yönetiminin bu kodamanları çok sıkıştırmasından mütevellit artık dayakla vuku bulan bir eyleme dönüşmüştür. bunların dışında girmenin yollarından bahsetmek gerekirse bunların en başında gece klübüne gitmeden önce saçını herhangi bir kuaföre yaptırır ve o kuaförle muhabbeti kurup ondan kilit bir isim alırsan içeride en az 10 tane kızı hamile bile bırakabilirsin. onun dışında tatil bölgesinde kaldığın pansiyonun resepsiyon görevlisi sana çok rahat bir dam bulabilir eğer genç ise. ve en işe yarayan nüansa dönmek gerekirse plaj voleyboll'una huzurunuzda bir teşekkürü borç bilirim. dişi kişiyle yapılan herhangi bir atraksiyonun muhabbeti kuvvetlendirdiğini biliyordum ama bu voleyboll olayı tamamen ayrı bir şey. en davar birey bile ordan bir dam düşürebilir kendine. neyse siz gereksiz soykalar için nazik parmaklarımı daha fazla yormak yerine james dean'a gidip tuvalet fantezisi yapmayı tercih ederim sevgili dostlar. bi bok beceremeyen özelden ulaşsın...