efendim, sene bilmemkaç, lisedeyim o zamanlar, o yıllar küçük bir şehirde yaşadığımdan başka aktivite yok, napıcaz? her hafta sinemadayız. güzel filmlerin yanısıra, yokluktan, aslan kral'ı da izliyoruz, casper'ı da.
derken bir gün, "kundun" diye bir film geldi. hayatımda ilk kez bir filmi yarıda bırakıp çıkmak istedim.
bu kundun ne ola ki derseniz, bi tane dalai lama var, ama dallama demek daha doğru olur. film, bu dallamanın tey tey yaptığı zamanlardan başlıyor. sonradan "tibet'te 7 yıl" çekilmişti ya hani. ilk 15 dk'sı biraz benziyor. eleman büyüyor, serpiliyor filan. sonra, savaş başlıyor.
filmin, tüm geri kalan zamanında, savaş çıkıyor dallamayı manastıra götürüp saklıyorlar, savaş hafifliyor geri getiriyorlar. savaş çıkıyor dallamayı manastıra götürüp saklıyorlar, savaş hafifliyor geri getiriyorlar. savaş çıkıyor dallamayı manastıra götürüp saklıyorlar, savaş hafifliyor geri getiriyorlar...
bu böööyle sürüp gidiyor. bir de. arda şöle bi artizlik yapmışlar. hani bu japonların, renki kumlarla resim yaptıkları, peygamber sabrı gerektiren bi hedehödöleri var ya. işte amcanın biri, barış zamanlarında o kumlarla resim yapıyor. sonra savaş çıkınca, resmi bozuyor.
filmin sonunda ise o kumları alıp, dallamaya yediresiniz geliyor.