kemalistlerin karşıt görüşe tahammülleri

entry17 galeri
    14.
  1. öncelikle şunu söyleyelim : "kemalist" kelimesinin anlamı kemalizm'i yani eş anlamlısı olarak atatürkçülüğü benimsemiş olan insan demektir. peki ya kemalizm yada diğer tabiri ile atatürkçülük ne demektir?çok iyi biliyor olmamıza rağmen biraz araştırıp güzel bir tanım yapalım. örneğin türk dili kurumunun büyük türkçe sözlüğünde bir araştırma yapalım bakalım ne yazıyor ;

    Atatürkçülük : 1. Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalizm. 2. Bu ilkeye bağlılık

    Artık bunuda öğrendiğimize göre asıl konumuza geçebiliriz. ama önce şunu söylemek isterim ki bu kadar tanımı yapmış olmamın sebebi, bu tanımları bazı kişilerin henüz tam anlamıyla bilmiyor yada ne anlam ifade ettiklerini kavrayamıyor olmasından kaynaklandı.

    Asıl konumuz entry nin başlığındanda anlaşılacağı üzere biz kemalistlerin tahammülsüzüğü. karşıt görüşte insanlara tahammülsüz olmamız sorunmuş. işte tam bu noktada bir yanılgı var. kemalizm'e karşı olmak ne demek?

    özgürlüklere karşı olmak mı, yada çağdaş olmaya karşı olmak mı?akla ve mantığa karşı olmak mı yoksa?neye karşı olmak?bu karşıt görüşte olanların bir ideolojisi var mı?varsa bu ideolojinin adı ne?kim çıkarmış bu ideolojiyi ve bu zamana kadar bu ideolojiye sahip olan insanlara ne faydası olmuş?türkiyeye ne faydası olacak?gayet basit olan bu sorulara verilecek cevaplar tahmin edilceği gibi din referans alınarak verilecek. peki bu kadar ilkenin bu kadar uygulamanın din ile alaksı ne?hemen burda laiklik kavramı devreye giriyor. laikliğin ne demek olduğunu senelerce anlatsak bu insanlara genede anlamazlar, ama ben genede atatürk'ün bu konuda ki birkaç sözünü payşamak istiyorum ;

    -Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.

    Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. 1930

    -Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1930

    -Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.

    Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. iğrenç kimselerdir. işte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz. 1930

    Bu kadar sözden sonra soruyorum size, atatürkçülüğün, vatanını milletini sevmenin, akıl ve bilimin, çağdaşlığın karşıtı olmak ne demektir?
    0 ...