halikarnasta geçen yaz rastladım size.bu kıvamında yaşıyoruz artık hayatı.
benim düştüğüm metrekare aynı anda deniz gezmiş ve fettullah gülen gibi iki ayrı fikrin soluk aldığı memleketti. ve hiç kimse ben bildim bileli kardeş değildi.
biz sünni idik mesela;
ve babannem yıkadığı seccadeyi alevi köylülerin alışveriş için tercih ettiği nahiye konumundaki köyümüze gelişlerinin fırsatını kollayıp asması ayrı bir faşizimdi. bekli de sünni gururu bu idi. belki de histerik hijyen tutkunu çılgın bir kadındı ben bilemedim.
sonra bir gün alevi köyüne cami yapıldı.imamı olmayan bir camiydi ve alevi halk camiyle ilgilenecekti imam tayin olana kadar. 3 köy yan yana alevi , sünni ve kürt. birer kilometre arayla 3 soy.
sünni ve kürt köylerindeki camiden yükselen ezan sesi müslümanlığa hitap ederken alevi köyünden yükselen ses nihavent makımda ümit besen kadar coşturucu havadaydı.işte o ezanın çıktığı ağız en az babaanem kadar faşizandı. biz o günlerde teker teker ölüyorduk ama ölü yarıştırmak adetten değildi şimdilerdeki gibi, o yüzden susuyorduk. o camiye mi ne oldu 3 ton saman balyasıyla doldu. hak ettiği şey belki de buydu. o camiye harcadığın parayı tuğlayla çimentoyla cem evei yapabilen ustalar mutlaka vardı.
kürtlük.
ayrı bir sistem.ayrı bir kaos.
ben kürt evlerinin birer meclis havasında olduğuna inandım hep. 14 yaşına basan her erkek çocuk fikir sahibi olmak zorundaydı sanki. hayranlığım ilk bu yıllarda başladı. ama o evlerde hep samimi beyanlar dile gelirdi. hiçbir kürt, kürdistandan yana değildi. ulan güneydoğunun neresine devlet kuracaksın kuveyte özenmenin alemi yok diye gerilla önderleriyle daşşak geçilirdi. yani onlar; dünyanın 7 harikasına sahip topraklarda yaşamadıklarını bilen insanlardı ve buğday ambarı olmak bir devlet kurmak için yeterli bir kriter değildi.ben istanbula gönül rahatlığıyla gidebiliyorsam , istanbuldaki de göt korkusu gütmeden tunceli sınırlarını arşınlamalı kardeşim diyeni vardı.işin özü sürekli onay anlamında kafaların sallandığı bu hoş muhabbetlerin sonunda kimse bir kürte kız vermez, kürt kızıyla oğlunun gerdeğe girmesine ;öyle evlat olacağına olmaz olsun derdi. kürtçe konuşmalar sadece dilini bilmeyenlere küfrederken kullanılırdı. Şimdilerde şehit cenazelerinde kürt analardan duyar olduk. artık bir mardinlide bu vatan için ölebiliyor. vatan yahut, tsk!
benim büyüdüğüm yerde insaf , tahammül, hoşgörü gen geçişli değildi. sonradan olma bu havaya hümanist dendi ve kendi soyundan olmayana böyle bakmak benim sol yanımla alakalıydı. peki ne oldu? hümanizm yavşaklıktır ötesi yoktur dendi.
Şimdilerde; bu kaosu hükümet yarattı, sistem haline getirdi. açılımla bizleri böldüler diyen insanların akıllarından şüphe etmekteyim.biz bildim bileli kardeş değildik ama bilmememiz gereken en belirgin ve tek gerçek var ki, gen haritası çıkarılsa emin olun o gen dizilimde her alevide biraz sünni, biraz kürt , her kürtte türklüğe, her türkte de kürtlüğe ve aleviliğei rastlamak mümkün.
Çakmağının gazı olanlar hepimiz kardeşiz türküsü söylesin ama mümkünse bu mahsun kırmızıgülden olmasın.