üşegeç domuzun üzerine işeyen anarşist kum tanesi

entry1 galeri
    1.
  1. zamanda yolculuk yapmaktan bikmis, usanmis, gina getirmis, yer yer parcali bulutlu sacma bir hikaye.
    --
    saniyeler geciyor, ama bindigim duraktan kalkan son kum tanesi kuru camda suzulen bir su damlasi kadar yavas ilerliyor. gec kalacagim ulan, alt tarafi yedi santimlik bir camdan asagi atacaksin kendini. nedir bu yaptigin yani anlam veremiyorum, kime bu naz? zaman onemlidir diyerekten cok fazla gotunu kaldirmislar bence senin. ya da kendini otorite karsiti olarak goren, boktan bir kum saatinin ust bolumunu kendi yeri zanneden, hani su yillarin bile deviremedigi anarsist kum tanesi sen misin? derdin nedir, otur konusalim. a ha, pardon, zaten kicin kicin ilerliyorsun, oturmasan da olur.

    tik tak...

    sicak biraz, bence uzerinde sunun gibi rahat bir seyler olmali. evet, boyle daha seksi duruyorsun. yolculuk sirasinda muzik dinlemeyi severim, ama kahretsin ki muzik calarimi sarj edecek yeterli zamanim yoktu sayende. bu nedenle hem tanismak hem de yakinlasmak icin beraber sarki soyleyecegiz. hmm... bu olur bak; sordum kum tanesine, evin barkin var midir. ee, yanitin nedir kum kardes?

    tik tak...

    kum iyidir derdi dedem; cimento, cam falan hepsi kumdan...

    tik tak...

    bence de guzel oturdu. bu arada daha ne kadarlik yolumuz var, bes dakika ihtiyac molasi verecek miyiz yoksa.. yoksa ne? ne yoksa, kim yok? yoksa, olene kadar disimin arasindaki susamlari bu yarisi yumusamis kurdanla mi temizlemek zorunda kalacagim? valla bana uyar. uyar beni. ah, o son uyariyi yapmayacaktin. sesin de cok kotuymus bak. bi sigara yakiyorum, icer misin? icerler misin?

    tik tak...

    oha, icinden mi? ahahaa salak. su gectigimiz amca benim otuz yil sonraki halime benziyordu. on yil once boyle olurum diye dusunurken herhalde ani bir flashback yasadim, bunun uzerine iki de dejavu oldum, artik ayakta duramiyorum lan. neyse, doktor bana dispanser olacaksin dedi, "hadi oradan tavsan" diye karsilik verince baya bi icerlemisti. sonradan anlatti ki adamin uzum bagsurlari varmis. ozel mahsenlerde bunlardan sarap uretiyormus. tadi o kadar lezzetli ki; az once sokagin karsisindan markete gecen gencligimde ictigim kopek oldurenlerin mayhoslugunu girtlagima kadar hissettirirken, sarhoslugunda yasattigi zevki kokusuyla veriyor. bodoff! elma agacinin kirilan dalindan topraga dusmek gibi bir duygu.

    tik tak...

    hayir yahu acitmiyor. bak samimi soyluyorum, benim gibi cani kiymetli olup da mazosist olan baska birini mumla arasan bulamazsin, cunku embesilsin. yak lambayi oyle ara gerzek! ama nerde o kicini kaldirmadan hicbir bok yapamayacaksin. ya o degil de nedir bu usengeclik? oyle olsa yaparim, oldu da, ama kim ugrasacak simdi di mi o fiili gerceklestirmekle. dusundum de, salla gitsin, bence de. ha bir daha giyecek olsam cikarip sokuklerini diker, yamalar, tekrar giyerim. ama ne gerek var simdi iki saat arkadaki o cit cit lari acmaya. affet abi haklisin. saffet abi, sen de haksiz sayilmazsin tamam aglama. lan zaten cuk kadarcik bir kum tanesindeyiz simdi, onu da camur edicen batiracan her yeri. ya da agla, aglamayana meme vermiyorlar. ben sustum hep emzik taktilar oradan biliyorum. yoksa istemez miydim ben de bir alt dudak? istemezdim ya. ust dudaklari daha cok severim. ahahaa isemem lazim, cok cisim geldi benim. su kose iyi gibi, haydi destursuz yallah...

    sirrr sirrr...

    haha! ne oldu tiktak? kaldin di mi oyle got gibi. hep seni mi yazicaz oglum, isemek gibisi var mi be oh. aman abi yavas kenardan gec. pacalara dikkat. hah, tamam. kaptir yine.

    tik tak...

    dalga gecme be. oha, ciddisin sen! hangi cilgin kum tanesinin gotunde "powered by sumuklubocek" yazar desem, bana seni isaret etseler asla inanmazdim. ilk basta biraz suphelenir, inanir gibi olurdum, hatta guvenmedigim icin "vay asagilik!" der baliklama atlardim ama sonra inanirdim sana yine. sen "nasil bu kadar emin olabilirsin" diye tiktaklamadan once ben yanit vereyim, usengecsin adamim. pis bir usengecsin, o kolunu kipirdatana kadar yillar gecer. hadi bi sarki daha soyleyelim; ah seni yerler yerler, seni ham yapar bu calar saatler.

    tik tak...

    di mi ama. hem saatsin hem de caliyorsun. sana ne ki. sen isini yap, saatini goster, sayilarindan sasma. adami ne diye aptal yerine koyarsin ki. saat yedi olmus, dort olmus ya da on alti elli uc olmus canimin istedigi, keyfimin oldugu bir an gelir bakarim sana. boyle ilgi cekmek icin ucuz numaralar yapani sevmem, nefretle oksarim, pis pis hohlarim ustune. eeh yetti be! sen kasindin...

    bu akrep.. bu yelkovan.. ahahaa, ismi de bir boka benzese, yelkovanmis peh! al saniyeyi de vereyim yanina, avarel gibi durdu bak ne seker. yedi haric butun sayilarini cikariyorum abicim. hatta hepsine yedi yapistirayim en iyisi. ufaklardan da istiyorum, saniyelerin uzerine koyup bantlayacagim.

    yi-haa!

    her saniye, her dakika, her saat ayni zamani gosteriyor, hepsi de yedi. haha! yedi salak. yahu bu kadar aptal olmayin. bir gun yedi yuz yirmi derece, her saniye alti derece. disarisi da yirmi dort derece. demek ki neymis, her kusun eti yuz doksan derecede pismezmis, butun dereceler farkliymis. offf! hadi ama daha cok var mi, senin yuzunden sacmaliyorum burada. rekor bir dereceye imza atacagim neredeyse, sen bana gelmis gul kokulu penguen osurugunun hayatimizdaki yerini ve onemini anlatiyorsun. benim bunlara karnim tok, daha biraz once yedim, cok pis tikadi midemi. yavas yavas kapatiyorsun gozlerini, koltuk altimi pirtlattigimda kendini domuz resimli bir lazimlik olarak hissedeceksin. ben de gelip uzerine isiyecegim. seni de digerleri gibi harcayacagim, ve onlarin yanina gomecegim.

    tik tak pork!

    yok oyle. domuz oldum diye sevindin degil mi? ama dunya yalnizca domuz kumbaralardan olusmuyor canim. bunun jambonu var, tamponu var, var oglu var. hatta lahmacunu bile var, ama kurdanin yaninda dismacunu iyi gitmiyor, sonra hapsiriyorum.

    + hadi dur iki dakika, inicem ben.
    - tik tak...
    + iyi o zaman kapali zaman alaninda sigara iceyim, disari at beni.
    - tik tik...
    + osursam sesimi duyabilir misin kic loblarimda?
    - tik tak...
    + tik tiki tak tik!
    - tak tik tak..

    aa evet, neden hep tik i one yazarlar da tak i sona birakirlar? belki ben saat seslerini dinlemeye tak sesinden basliyorum. sen ise tik sesinden basliyorsun. belki benim de sana uymami bekliyorsun, senin gibi hep bir saniye calmami istiyorsun. sen kotusun. bir boku beceremeyecek kadar embesil, tiktak'layan bir aptalsin. cok fazla burnun kalkik, ayrica edi-budu ile sevismis tavsan gibi kokuyorsun. sesin catalli, kicin catalli, gogusun catalli. yalarim. ama tadin yok, tuzun yok. bir paspastan tek farkin hosgeldiniz yazisinin altinda aglamakli bir ifade ile saati gosterebiliyor olman. sigaranin dumanini bile gozune kaciramadigin icin, senden tik-siniyorum, tak-siliyorum, kafama "tak"miyorum. bak, "tak!" diye aciyorum, "srakk" diye kapatiyorum.

    plan yapmayin orada. hepinizin ayni bok oldugunu biliyorum. kokunuzu aliyorum, hepinizi ben sicmisim. simdi nazik popolarinizi kaldirin ve sol goz kapagimin uzerinden bir an once defolun. sizin yuzunuzden kendimi yuzsuz goruyorum artik. lutfen jartiyerinizi birakip gidiniz.
    *
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük