Bugün yaklaştığım ama paçayı son anda kurtardığım olaydır.
bahsi geçen mekana girilmiştir. firma sahiplerine isimleri ile hitap edip, onlarla muhabbet ederek çayını-kahvesini içmeye alışık olan bünye, bir müddet kiminle iletişim kuracağına karar verememiş ve sonuç olarak 'buyrun efendim burdan yardımcı olayım' diyen sesi doğru yönelmiştir.
-Buyrun efendim ne alırsınız?
o sırada kasiyer bayanın arkasında 'caramel' yazısı göze çarpmıştır.
+karamel alayım, lütfen!
-sıcak mı olsun soğuk mu?
+..... (içimden) Hasiktir lan, soğuğu sıcağı da mı varmış?
-Beyefendi sıcak mı olsun soğuk mu?
+bi saniye düşünüyorum... (o sırada gözlerim alık alık etrafa bakmakta, bir ipucu aramaktadır * )
+Sıcak olsun lütfen.
-Makiyato yani, pekala. Hangi boy olsun?
+ (iç ses: Makiyato ne lan?) Orta boy lütfen.
-Grande yani. Başka bi isteğiniz var mıydı?
+(iç ses; hay senin grandene... ulan kekler de güzel ama adları ne ki bunların. Acaba parmağımla gösterip şu kekin grandesinden mi desem. Neyse siktir et.)
+Hayır, istemiyorum.
-isminiz?
Diyalog gelişir.
Karemel enfesti bu arada. Kahve kültürüm olmadığından da bana öyle gelmiş olabilir.