başka iktidar görmemiş genç ergenlerin beğenmediği icraatlardır. mesela hayvancılığın bittiğini söylüyorlar. hayvancılık 8 senede yok oldu sanki.
gençler biraz 1990'larda ne olduğunu büyüklerine sorsa, biraz okusa iyi olacak. ben sadece hayvancılığın nasıl bittiğini anlatacağım. eleştirdiğiniz her şeyi de tartışmaya hazırım.
1990 öncesi turgut özal döneminde insanlara karşılıksız teşvikler verilerek hayvancılık ve tarım çok güçlendi. fakat 1990'larda özal'ın ayrılmasıyla bir hayali ihracaat ve hayali teşvik dönemi yaşandı. iyi amaçlarla verilen paralar hiç iş yapmayan, paçavraları ihrac ürünmüş gibi gösteren dolandırıcılar tarafından siyasi iktidarlarca korunarak devleti ve milleti soydu. insanlar haksız yere çok para kazandılar. yolsuzlukların önü alınmadı. her siyasi kendi yandaşlarına çıkar sağlamak için devleti deniz yemeyeni keriz gördü.
daha önce yurtdışına mısır satan bir ülke iken ve kendi kendimize yetebilen bir ülke iken mısır ve benzer tarım ürünlerinin dışardan ucuza getirilmesine izin verildi. kendi ürettiğimiz mısır ve benzeri ürünler(soya gibi) dışardan getirilenlerle rekabet edemezdi. çünkü gavurlar kendi ülkelerinde satılması yasak gdo'lu ürünler yetiştirip serbestçe türkiye'ye soktular. sonuçta bizim çiftçimiz bu tür ürünleri üretmekten vazgeçti. çünkü ürettiği fiyata satamaz hale geldi. bunun sebebi siyasilerin üç beş toptancıya dışardan ucuza mal getirip türkiye'de genetiği bozuk ürünlerle haksız kazanç sağlamaları olmuştur. milletin sağlığı kimin umrunda. aynı toptancılar halen gdo'lu ürünlerin ülkeye girişini zorlaştıracak bir karara nasıl karşı çıktılar gördünüz. gdo'lu ürünlere sınırlama getiren kanun sanki gdo'lu ürünlere izin veren kanunmuş gibi tanıtıldı. şu an hala serbestçe giren gdo'lu ürünleri yiyoruz.
türkiye'de mısır ve benzeri ürünlerin üretiminin azalması sonucu dışardan gdo'lu giren ürünler olduğundan da yüksek fiyata bizlere satılıyor. dünyanın çoğu yerinde satamadıkları ürünler bizim gibi üçüncü dünya ülke pazarında yüksek fiyata alıcı buluyor.
neden hep mısır ve benzeri ürünler dediğimi açıklayayım. hayvanlar için yapılan yemlerin %70-90'ı mısırdan oluşur. geri kalanı soya yağı ve diğer ıvır zıvırlar. gdo'lu ürün üreticileri artık dışarda üretmeyi bırakıp bizim çiftçimize fason ürettiriyor. tohumunu kendi veriyor, ürünü kendi alıyor ve satıyor. çünkü kendi ana ülkelerinde gdo'lu ürün satmak yasakken artık üretimini bile devletleri yasakladı. diğer tohumlara zarar verdiği için... bizde ise gdo'lu ürünlerin çevresine benzer ürün ekilmesini gdo'cular devlete baskı yaparak yasaklatıyor. bizim sayemizde verim alıyorlar diyerek... dünya ile ters yönde ilerliyoruz.
yani özetlersek yem yapılacak ürünleri artık dışardan çok pahalıya alıyoruz. çünkü ülkemizde yem üretecek ürün ekimi yok oldu. eski siyasiler sağolsun.
bir hayvanı iki şekilde beslersiniz: 1- yem ile, 2- otlak ile.
bizim doğu bölgelerimiz hayvanlar için ideal topraklara ve bedava yetişen otlakların olduğu geniş meralara sahip. doğu bölgelerimizde 2002'ye kadar ohal olduğunu biliyorsunuz. ohal'de birçok köy ve mezra boşaltıldı. insanlar terörü engellemek için meralara sokulmadı. mezra dediğiniz şey geniş otlakların içinde kurulmuş beş-10 tane ev. bunları terör nedeniyle yok eden devlet, uçsuz bucaksız doğu topraklarında hayvancılığı bitirmiş oldu. diyarbakır'da kırsaldan göç etmiş yüzbinlerce insan var. bunlar eskiden hayvancılık yaparken köylerinden, mezralarından sürülen insanlar. doğru dürüst geçim kaynakları olmadığı için hem işsizliği artırıyorlar, hem işsiz oldukları için yeşilkartla, sosyal yardımlarla yaşayarak devlete ek yük bindiriyorlar. sonuçta aç sefil yaşamak da terörü artırıyor. işsiz, aç kalmalarını kendilerini süren devletten biliyorlar. şimdi 1924'ten beri köyden kente geçişi destekleyen kanunlarımız değiştirilip kentten köye dönüş için kanunlar ve yeni planlamalar yapılıyor. bunları akp hükümetinde köylerinden kovmadı ama onlar geri döndürme masrafını karşılıyor.
eskiden kaçak olarak iran'dan hayvanlar getirilir ve sıkıntılı zamanlarda bu kaçakçılık artarak piyasa dengelenirdi. fakat şimdi kaçakçılık yapılamıyor. hayvan kontrolünün sıkı denetimiyle her hayvanın nerden geldiği biliniyor.
et fiyatları yüksek ise;
1- önce hayvanlara yem üretimini sağlamak için sağlığımız için zararlı gdo'ların yasaklanmasını isteyeceksiniz(ama geçenlerde gördük gdo için çıkarılacak yasaya katı muhalefet edildi). çiftçi ürününün para ettiğini görürse yem hammaddesi ürünleri tekrar eker. olmazsa devlet yem hammaddesi üretenlere sübvansiyon verebilir
2- doğu'da hayvancılığın tekrar kurulması için gerekirse karşılıksız teşvik vereceksiniz.(sanırım yeni yapılan bir düzenlemeyle devlet %40 hibe şeklinde hayvan veriyor. ama bizim faşizanlar kürtlere bedava yardım ediyorlar diye veryansın edip duruyorlar)
3- kendi hayvanımız oluşuncaya kadar eskiden kaçak girebilen hayvanlar yerine yakınımızdaki ülkelerden resmi yollarla hayvan alımı yapılmalı. uzak ülkelerden alınan hayvanların yol masrafları nedeniyle daha pahalı olacağı aşikardır.