gülüşüne kurban olduğun kadının yanında her şeyden çok mutlu olduğunu hissettiğin an ona olan duygularını da gözden geçirmeye başlarsın. sevgi, saygı ve şehvet en önemli triad olmak üzere, huzur, güven ve şefkat de duyduğunu hissedersin ona karşı. başkalarıyla yapıp zevk aldığın onca aktivite veya paylaşımın aynısını o kadınla yaptığında kat kat mutlu ve neşeli olmanı sağlayabildiğini fark edersin istemsizce. sonra o kadına ihtiyaç duymaya başladığını anlarsın. istiyorsundur o kadını, kadife teni, bal dudakları, ceylan gözleri, pamuk saçları, narin elleri hep yanında olsun istersin.
iyi günlerde her şeyin o kadınla mükemmel olduğu hayatta, kötü günleri değerlendirmeye alırsın bu kez. seni ne kadar anladığına bakarsın, ne kadar aynı dilden konuştuğunuza, tartışmaları ne kadar adam akıllı yürütüp sonuca bağladığınıza...
ardından herkeste olduğu gibi onda da hataların kusurların bulunduğu bu kadının kusurlarını da sevip sevmediğine bakarsın, ya da sevemediğin kusurlarını kabul edebiliş derecene, onlara olan tahammüllerine, ya da onun hatalarını bile sevebilirliğini irdelersin sessizce.
hayransındır bu kadına. nice şeylerden anlayışına, nice konulardaki becerisine veya pratikliğine, nice durum karşısında soğukkanlılıkla en doğru kararları alabilirliğine hayransındır. onu övmek seni mutlu ediyordur kendine bile.ve belki güldüre de biliyordur seni, belki şımarta da biliyordur kedi gibi, belki ıslak ıslak terler içinde sevişmeyi arzulatacak kadar duygu aşılayabiliyordur içine, belki de hepsini yapabiliyordur!
işte sen bu kadını istersin arkadaş, ömrün boyu yanında istersin. hayat birkaç dost biraz tanıdık ve güzel bir yuvayla zararsız temiz huzurlu ve güzeldir ya, buna ulaşma yolundaki en önemli adımı atmıştır bu adam işte: bir gün aç kalırsa, onunla beraber aç kalacak tek kişiyi seçmiştir hep yanında olacağı: güzeller güzeli, şirin gözlü, pembe dudaklı, yumuşak tenli, dokundukça içini titretesi kadınını...
