"Ve hemen, güneşi buldum. Aniden oluverdi. Bir gecede bir güneşe tapar olup çıktım. Yani gece değil, güneşi gece göremezsiniz ama sabah kalkar kalkmaz bir güneşe tapar oldum. Pek çok sebep yüzünden. Her şeyden önce, güneşi görebilirsiniz, haksız miyim? Akla gelebilecek diğer bazı tanrılardan farklı olarak, güneşi gerçekten görebilirsiniz. Bu benim için önemli. Eğer bir şeyi görebiliyorsam, güvenilirliği artıyor gözümde, bilmem anlatabiliyor muyum? Her gün güneşi görebiliyorum ve bana ihtiyacım olan her şeyi veriyor; sıcaklık, ışık, yiyecek, parktaki çiçekler, göldeki yansımalar, arada bir de deri kanseri. Ama olur o kadar. Hiç olmazsa, çarmıha germeler yok ve insanları sırf bizimle aynı fikirde değiller diye ateşe göndermiyoruz.
Güneşe taparlık basit bir inanç. içinde gizem yok, mucizeler yok, para isteyen yok, şarkı öğrenmek gerekmiyor ve haftada bir toplanıp kıyafet karşılaştırmak için ayrılmış bir özel binamız yok. Ve güneş hakkında en güzel şey, bana hiçbir zaman değersiz olduğumu söylememesi. Bana kurtarılması gereken kötü bir insan olduğumu söylemez hiç. Nazik olmayan tek bir söz bile söylemedi şimdiye dek. Bana iyi davranır. Bu yüzden güneşe tapınırım. Ama dua ettiğimde güneşe dua etmem. Neden mi? Çünkü arkadaşlığımızı kötüye kullanmak istemem. Hoş bir şey değil bu."