unirock 2010

entry53 galeri
    52.
  1. Merak edenlere, biraz backstage'den söz edecek olursam...
    Korpiklaani tam anlamıyla beklediğim gibi bir grup çıktı. Parçalarında verdikleri enerjide karı-kız, müzik, içki, eğlence temasını grup doyasıya yaşattı. Her fırsatta Jonne ve Matson elime bira tutuşturuyorlardı. Ama itiraf etmeliyim ki sohbet denilince Matson ve Cane'in üstüne tanımam dedim. Asıl damgasını vuran bir ara Jonne'ı tuvalet kağıdı ararken bulmamız olmuştu. Bir tuvalet kağıdı bulacağım diye son dakikaya kadar çişini tutması da ayrı tabi.
    Asıl işin dayanılmaz kısmı:
    Evergrey ile gerçekleşti. Sabahın erken saatlerinde ekibi canından bezdiren adamların can evini bulduk. Şarap ve Ankara havası! * Sahnelerinin ardından grup aracını birkaç saat bekleyen ve canı sıkılan Evergrey elemanlarını mutlu etmenin yolu olarak şarap bulduk. Otele dönüş yolunda ise bize özel söyledikleri Touch of Blessing hepimizi sevinç küpü yapmıştı. Sonunda bizden Türkçe parçalar isteyince arkadaşlardan birisinin aklına Elvan Dalton söylemek geldi. ama grubun bu parçayı bu kadar seveceğini ve işin oynamaya kadar geleceğini tahmin etmezdik. * Akşam, alana bir gün önceden gelmiş olan Korpiklaani'yi, Sabaton ve Evergreyyi Tezgah'a bir AfterParty için götürmüş olduk.
    Sabaton demişken, az yere bakan yürek yakan adamlar değillermiş. Bir ara baktığımda bir kızın elemanlara tavla öğrettiğini görmüştüm. 2 saat sonra vokali hala tavla oynuyordu. Bunun yanında Sabaton'un kesinlikle sabah grubu olmadığını anladım ama bir yandan sabah sahnesinde Joakim'in taktığı güneş gözlükleri çok işime yaradı. Çekim yaparken bir ara adamı bırakmış gözlüklerden kendimi çekmeye çalışırken bulmuştum. Başarmışım da çok mutlu oldum. * Ama vaktim olsaydı keyifli sohbetine devam etmek isterdim. nadiren uzun uzun konuşulabilen gruplardandı Sabaton.
    Black tadındaki Dark Funeral hakkında tüm takipçilerine bir hayal kırıklığı yaşatacağım şu an, ama dayanamıyorum, aklıma geldikçe gülüyorum. Amcalarımız dünya tatlısı, şeker adamlarmış meğerse. * Fotoğraf çektirirken gülümserler, etrafta göbekleri ağızlarında zıplaya hoplaya dolaşırlar... hatta festival alanının karşısındaki lunaparka gideceğim diye tutururlar. Evet, işte bu kısmı çok güldürmüştü bizi. B-Force olarak tanıdığımız bass çalan amcamız dönme dolaba bineceğim ben diye tutturunca zor zapdetmiştik.
    Entombeda gelirsek, ön saflardakiler görmüştür, bir ara sümüklerini fışkırtmadan önce Lars'ın çekilmemi söyleyen hareketiyle ve sahneye fırlatılan selpakla bizi ciddi şekilde güldürmüştü. Ama öğrendik ki bu şov adamın grip olmasından dolayı bize özel değilmiş. Lars gerçekten son derece tatlı bir adam ve davulcuları Olle (teknik elemanın adı da Olle idi) beni gerçekten şaşırttı. sol elinin 3 parmağı olmasına rağmen bu kadar iyi davul çalabilen bir adam... saygı duyuyorum kendisine. Entombed olması gereken yerden çok daha yukarıda benim gözümde. ama yine de Türkiye bu kadar pis bir grup daha görmemişti. o sümükler perdelerden nasıl çıkacak anlatın bana. *
    Heaven Shall Burn'ün Türkiyede kalış saatinin 10 saat bile olmaması bizi üzmüştü.
    Ama bu festival gerek Heaven Shall Burn gerekse Korpiklaani gibi grupların gelişleri için başlangıç oldu diyebiliriz.
    Son olarak sözüm bayanlara, Belphegor'un basçısına fazla yaklaşmamak gerektiğini unutmayalım. *
    not: "Lunatic asylum" ve "kaos ve sarap"a bir türlü ulaşamadığım için ayrıca özür dilerim. güneş çarpmış olacak ilk gün bir şey yaşayınca 3 dakika sonra her şeyi unutur oldum.

    Sabaton: [null http://syshots.deviantart.com/gallery/#/d2tc8aw ]
    Korpiklaani: [null http://syshots.deviantart...i-10-170143108?q=&qo= ]
    Entombed: [null http://syshots.deviantart...shots%2F12552329&qo=4 ]
    Belphegor: [null http://syshots.deviantart.com/gallery/#/d2tc53t ]
    Overkill: [null http://syshots.deviantart.com/gallery/#/d2tckpo ]
    Festivale ait yeni kareler zamanla eklenecek.
    0 ...