maliye, eğitim, basın ve siyaset düzleminde yapılan reformlarla Osmanoğulları'nın varolmak adına attığı son adımdır. Tüm bu değişimlerdeki temel amaç, devletin kurumlarıyla birlikte merkezileşmesi ve toplum düzenine bir standart koymaktır. Fakat gerek geleneksel sınıf yapıları gerekse dış baskılardan ötürü kendi özgünlüğü doğrultusunda davranamamış ve amaçlanan başarıları getirememiştir.
Diğer yandan etki açısından belli bir aydın sınıfının yaratılmasına yardımcı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Fakat 1839-1938 arasında yapılan değişimleri bir bütün olarak düşünmek son derece vasıfsız ve etkisizdir. Eklektik olarak yorumlanması gereken bu iki dönem arasındaki temel farklılık yapılan reforfmlardan ziyade bunların gerçekleştiği düzlemdir. 1923-1938 arasında yapılan reformların devrim nitelikli olması ve başarı sağlamasının en büyük nedeni bu değişimlerin ulus-devlet düzlemiyle barışık olmasıdır. Diğer yanda 1839'da sisteme yapılan şırınga genç bir çocuğa kalsiyum değil, hasta bir adama ağrı kesici vermek olmuştur. Fakat bu söylem , mevcut dönemdeki atılan adımları kötülemek gibi bir amaç taşımaz. Belirtilen sadece bir uyumsuzluktur.