Filmlerden görüp özendiğim, ne zaman aklıma gelse doğa ile iç içe olacağımı düşündüğüm yolculuk şekli. Bir keresinde şehirlerarası tecrübesini yaşadığım fakat doğanın sadece yeşillikten ibaret olmayıp, pis kokuları da içinde barındırdığını öğrendim yolculuğum oldu. Elimizdeki son parayla bilet alıp ne yiyeceğiz ne içeceğiz diye düşünmeden yanımıza aldığımız birkaç şişe su ve biraz bisküvi ile yola çıkmıştık. trende yanımızdakiler öyle pis kokuyorlardı ki, 3 saatlik yolun 2 saatini camın kenarındaki havalandırma deliklerinden soluyarak geçirdik. Hiç hayal ettiğim gibi değildi. umarım bir gün şöyle yol kenarında akan suları, içinde ceylanların koşuştukları ormanları izleyerek geçireceğim bir tren yolcuğum olur...