fazla melankolik olmaya da gerek yoktu aslında.
herkesin başına gelen şeylerdi bunlar.belki daha bile azı.
ama yapamıyodu işte farklı bi gözle bakıyodu hep,herşey hüzün verici geliyodu ona.yolda yürüyen annesinin elini tutan küçük kız tablosunu gördüğünde bile acı verici senaryolar kuruyodu aklında.
sahi herkes mi böyledi,evet evet farklı diyildi o,sıradandı işte diğerleri gibiydi.etrafındaki olayları görmezden geliyodu ya işte.görmeden,duymadan,hissetmeden yaşıyodu.mutluydu ya.herşey yolundaydı işte.daha da garibi herşeyin yolunda olması bile acıtıyodu içini.
bi gün mutlu günlerim biticek diye mutlu günlerini de mahvediyodu.ama mutsuz masallar dinlemeyi seviyodu o,mutsuz filmler izlemeyi.efsanevi yaşamları olan ve sonunda bi intiharla biten yaşamları okuyodu merak ediyodu hep.
ama gene de fazla melankolik olmaya gerek yoktu aslında.tek yapması gereken görmeden,duymadan,hissetmeden ve herşeye gülerek yaşamaktı.ne kadar da basit diğ mi?