Toplumsal sistemden kaynaklı bir durumdur. Bilimsel açıdan namus kavramı, tarihin belirli bir aşamasından sonra ortaya cıkmış, kültürel bir olgu olarak ele alınması gerekiyor. Mülkiyetin ortaya cıkışı ve sınıfların doğuşuyla birlikte gelen zorunlu ilişkilerin ürünüdür. Tarihte değişen üretim ilişkileriyle ilk olarak tarımda sabanın kullanımı, kadını üretimde ikinci plana atar ve kadını erkeğe bağımlı kılan koşulları yaratır. Bu noktadan itibaren kazanılan ayrıcalıklarla tarihte erkeğin kadın bedeni üzerinde iktidarı başlar. ilkel komünal toplumdan uygar topluma evrimde hem cinsel anlamda hemde siyasi anlamda kadına karşı eşitsizlik gelişimi hız kazanır. Bugün karşımıza çıkan 'namus olgusunu kadın bedeninde aramak' tamamen bu bahsetmiş olduğumuz maddi toplumsal şartların ürünü olarak kadın bedeni üzerinde erkeklerin egemenliğinin sürdürülmesinin kültürel ifadesidir. Nitekim kadın bedeni, toplumsal ideolojinin nesnesi olmuş beyinler için birer mülkiyettir.