ilk iki hatta üç aylık süreçtir. sancı dediğimiz ise dehşet şiddetli bi sancıdır.
şöyle olur ki; sevgili sigarayı kıskanır. o'nu benden daha çok düşünüyorsun diye. nitekim öyledir;
tuvalette,
yemek yerken,
kahve içerken,
fasıllarda demlenirken,
çalışırken,
yazarken hatta uyurken bile sigara düşünülür. (7/24 show time)
e haliyle sevgili "hani bana sen" triplerine giriyor haklı olarak. ama başka birinin anlaması gerçekten çok zor.
dile kolay be hocam, 10 yıl. yaldır yaldır içmişiz, bi tutkuyla bağlanmışız, yeri gelmiş otobüse para vermemek için malum toplu ulaşım aracına binmeyip eskişehir ayazında yürümüşüz, yeri gelmiş izmir sıcağında su toplamış ayaklarımız. aşk gibiymişiz. sonra işte zaman geliyor "terkediyorum lan seni" diyerek bırakılınca o meret, o süreç tabi adama da etrafına da koyuyor. (resmen aşığım, iyi ki yapmışım)
dişinizi sıkın dayanın ahali. o ilk aylardan sonra her şey inanın güllük gülüstanlık. güzelim kıyafetleriniz leş gibi kokmuyor. her şey bi yana siz leş gibi kokmuyorsunuz. yediğiniz yemeğin tadını alıyorsunuz ve akciğer kanserinden ölen anneannenin gönlünün rahat olmasını sağlayıp kalbinizin tarafına yatıp huzurlu bir şekilde uyuyabiliyorsunuz.
e bi de tabi işin can sağlığı kısmı var ki, o paha biçilemez ahali...
