zamanında verdiği eğitim ile türkiye' de tıbbın gelişmesine önderlik etmiş fakülte. o yıllarda öğrencilerin de tanı ve tedaviye aktif olarak katıldığı, labaratuar derslerinin yoğun bir şekilde yapıldığı bir okuldu. ancak zaman değişti. öncelikle sınıflar acaip derecede kalabalıklaştı, labaratuarda bir masaya düşen öğrenci sayısı arttı. bu sebeple asistan - öğrenci ilişkisi zayıfladı. öğrenci merkezli eğitim yerine öğrencilerin her şeyi kendi öğrenmesi gereken bir eğitim sistemi doğdu. zamanında perifere giden tıp doktoru birçok hastalığa elde bulunan imkanlar ile teşhis koyabilirken şimdi önüne gelen hastayı her şeye karşı tedavi eden fakat ayırıcı tanıyı yapamayan doktorlar var. derslerde gereksiz bir moleküler biyoloji, ileri tanı teknikleri yer alıyor. basit bir farenjitin ayırıcı tanısı için değerlendirilecek klinik bulgular verilmezken idrarda elisa testi yapılan bakteriler anlatılıyor. böyle de akademisyen yetiştirmeyi kendine amaç edinmiş fakat doktor yetiştirmeyi kısmen atlamış bir okul. ancak yine de seviyoruz kendisini, 3 yıl içinde bizi dönüştürdüğü hafıza canavarı fakat düşünme özürlü yaratıklar haline geldiğimizi bir kenara bırakırsak.