masal gibidir arkadaşlığı, masal kahramanıdır kendisi. yok yook, gerçekten öyledir, inanın bana. 'evvel zaman içinde ve kalbur saman içinde iken ve bu esnada da pireler berber, develer tellal ikeen, bu arkadaşımız elinde bir gül sepeti ile düşüvermiş yola. az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş kii.. bir de ne görsün yaşlı mı yaşlı, çirkin mi çirkin bir teyze ona doğru gelmekte. korkmuş bizimki tabi ama delikanlı kız, bozuntuya vermemiş. "a benim ak kızım, yüzü güzel pak kızım" demiş teyze ve cebinden bir elma çıkartıp alas'a uzatmış. aldık mı başımıza belayı demiş alas ama teyzeden kurtulmak için kabul etmiş elma'yı ve cebine koymuş. tam uzaklaşırken teyze arkasından bağırıvermiş; "heey hanım kızım, elmayı aldın iyi güzel de, parasını vermedin". "ama" demiş alas, "benim param yok ki, sadece sepetimde taşıdığım şu güllerim var". yaşlı teyze onun bu kedi yavrusu tavrından etkilenmiş ve "sen de bana bir gül verirsen elma sende kalabilir güzel kızım" diye karşılık vermiş. ve gül ile elma'nın takası yapılmış oracıkta. bizim masal kahramanı arkadaşımız neşe içinde yoluna devam etmiş. fakat yolunu kaybetmiş olduğundan habersizmiş.. yorulmuş ama çok yorulmuş. dinleneyim bari deyip bir ağaç köküne oturmuş. karnı da çok acıkmış alas'ın, sepetteki güllere bakıp acaba gülleri mi yesem diye düşünürken aklına elma gelmiş. ve teyze'ye teşekkür ederek elma'yı cebinden çıkarıp bir ısırık almış. "hooooppp, hanım ablaa!" diye bir ses gelmiş derinlerden. çevresine bakınmış ama kimseyi görememiş. yanlış duydum herhalde deyip elma'dan bir ısırık daha almış ve bu sefer çok daha yüksek bir sesle ama hala derinlerden "laaann, dikkat etsenee, kafamı koparacaktın!" demiş bir ses. ve o anda anlamış ki alas, teyze'nin kendisine verdiği elma büyülü imiş. elma ile konuşmaya başlamış. "özür dilerim güzel elma." demiş bütün masumiyeti ve sevimliliği ile. ses karşılık vermiş "heey, heey.. allahın öküzü, ne elma'sı be. kurt'um ben kuurt. aslında ben eskiden bir prenstim ama büyücü beni elma kurduna çevirdi. ve yıllardır bu haldeyim. beni öpüp eski halime kavuşturacak bir prenses bekliyorum." bozulmuş bizim alas ve elma kurdunu elma ile birlikte fırlatıvermiş ormanın derinliklerine. oturduğu yerde ağlamaya başlamış alas, kaybolmuş ve üşüyormuş çünkü. gözyaşları yanaklarından toprağa süzülüvermiş. toprak gözlerinin yaşı ile birleşir birleşmez büyük bir gürültü ile yarılmış ve devasa bir gül fidesi çıkmış içinden. alas'ı da üstüne alıp hızla gökyüzüne doğru ilerliyormuş bu gül fidesi. bulutların üstündelermiş artık ve alas köyünü görebiliyormuş. sımsıkı sarılmış gül yapraklarına, düşmemek için. bu güllerin dikenleri yokmuş, güller sevdiklerinin ellerine batmazmış. yıllarca köyünün gülü ver ablası olan alas gözyaşları daha kurumadan evine bir gül yaprağının üstünde gelivermiş.' çok karışık bir masalmış be alas.. bi daha böyle saçma masallar uydurma olur mu.. töbe töbe yahuu...