seyduna ve şahrud

entry4 galeri
    1.
  1. Rivayete göre onlar birbirine kavuşamayan iki sonsuzluktur. Seyduna gökyüzü, Şahrud ise yeryüzüdür. Hep birbirlerini görürler ama kavuşamazlar. O sevda öyle bir sedadır ki ikisi de sonunda birbirlerine kavuşamayan birer nehir olurlar. Faklı nehirlerdir ama artık birdirler. Şahrud suyundan içen Seyduna'yı, Seyduna'da suyundan içen Şahrud'u bulur...

    "Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde
    Şahin gelip dalına konar şahrudun,seydunanın suyundan içer
    Umutlar tazelenir alamut kalesinde" diyor Tunay Bozyiğit.

    buyrun öykümüz aşağıdaki gibidir..

    (Yitik öyküdür)

    Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
    iki ayrı yürekte durmadan kanayan
    Seydunayla Şahrud
    Yüreklerin akarken bıraktığı izi
    Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
    Yoktu.
    iki iklim farkıydılar
    Ne zaman göz göze değseler
    Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
    Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
    Üçüncü bir kente düşmüş suretleri

    Şahrud gökyüzü geliniydi.
    Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
    Bir solukluk rüzgarda bile
    Usul usul kanardı gelincik bedeni.

    Seyduna yeryüzü cehennemi.
    Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
    Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı,
    Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.

    iki iklim ayrıldılar.
    Ya Şahrud! dedi Seyduna
    Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
    Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun.
    Su gibi git.

    Şahrud'un yüzüne keder mayın gibi durdu.
    Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
    Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak,
    Yüzlerine oturdu.

    Rivayet odur ki,
    Şahrud vardığı denizlerde hala
    Seyduna türküleriyle uyanmakta,
    Seyduna, Şahrud'un gözlerinden kalan
    Masalla yaşlanmakta.
    0 ...