içinde olanın bileceği yerdir. ait olduğun mahallenin kahvesinde, parkında, halı sahasında ailenin bir parçasısındır. 50 yaşında adamdan 16 yaşında gence kadar kahvesinde batak, briç oynarsın, parkında gün aydınlanana kadar içersin, halı sahasında her hafta maçını yaparsın. gece dörtte dışarı çıktığında birilerinin mahallenin bir yerinde toplanmış muhabbet ediyor olduğunu bilirsin. sağcısı, solcusu, türk'ü, kürt'ü, alevisi, sünnisi bir arada ve hep yanyanadır burada.
burada mahalleden herhangi birine fiske vuracak adam ertesi gün gelipte tek tek herkesten özür dilemezse bir daha tek bir kişiden selam alamaz hayatı boyunca.
burada işsizsen illa ki birileri araya girecek ve sana iş bulacaktır.
burada parasızsan, burda zor durumdaysan, burda açsan, açıktaysan yalnız değilsindir. birileri sana yardım etmediyse arkanda durmadıysa o gece kimse rahat uyuyamaz yatağında.
burası çinçin'den gelen hırsızların parkta oturan gençlerin arasına karışıp, sabaha kadar birlikte içtikten sonra, "abi biz batıkent'i böyle bilmezdik bir daha tövbe uğramayacağız buraya" dedikleri yerdir.
burada muhasebecisi, savcısı, parfümcüsü, büfecisi, avukatı, mühendisi, kapıcısı, her gece aynı yerde benzer saatte buluşursun. ister bira içersin, ister limonata ama muhabbet burda sonsuzdur bir lokma da sana düşer elbet.
batıkenti, çarşılarını, parklarını bilen bilir. bilmeyenler huzur kaçtı, sakinlik kalmadı, eskisi gibi değil diye düşünsünler, aman gelipte burdaki ortamı bozmasınlar.
ve bir abimizin dediği gibi:
"şimdi gitsem 10 yıl sonra geri gelsem, biliyorum ki siz burda olacaksınız. bu ağacın altında biranızdan, sigaranızdan gerekirse ekmeğinizden birazı yine benim olacak, kardeş gibi alacaksınız yine aranıza. işte bu yüzden ayrılamıyorum batıkent'ten, kopamıyorum..."