akp hükümetinin üzerine en fazla gidildiği konulardan bir tanesidir kadrolaşma.
bana göre kadrolaşma, türkiye insanının vazgeçemediği bir şeydir. kadrolaşma bizim kanımızda vardır. bunun en büyük etkisi toplum baskısıdır ki, artık akrabaya eşe dosta kıyak yapmak bir toplumsal görevmiş gibi addediliyor. mesela en basitinden, siz bir yerde bir mevkii sahibi olsanız ve kuzeniniz de işsiz bir insan olsa, anan, baban, amcan ya da diğer akrabaların sana deseler al şu kuzenini de işe sok çalışsın para kazansın, siz hayır mı diyeceksiniz? yapamam, olmaz başkasının hakkını gasp edemem mi diyeceksiniz? tamam, öyle demek istiyor olabilirsiniz fakat toplum baskısı denen şey sizi bunu yapmaya iter. bunun gibi bir kaç olaydan sonra da, bu "kıyak geçmeler" normal olarak gelir size. bu "kıyakları" yapmamanız durumunda ise, anneniz sizle konuşmaz, babanız hakkını helal etmez, amcanız gönül koyar falan filan. bir dünya yaygara kopar. aynı durumda eşiniz var ise mesela, eşiniz bir akrabasını işe almanızı istiyor ise, ona nasıl hayır olmaz diyeceksiniz? evinizin düzeni bozulur. boşanmaya kadar bile gidebilir.. ülkemizin gerçekleri bunlar. ak parti ile hiç bir alakası yok. yıllardır olan işler bu "kıyak geçmeler", "kadrolaşmalar" falan..
ama amerika'da ya da avrupa'da öyle mi? amerika'daki kuzenim anlatıyor, herif kız arkadaşıyla aynı iş yerinde çalışıyor. herif patron. kız arkadaşının disiplinsiz tavırlarından ötürü onu işten çıkarabiliyor tek seferde. uyarmadan bile. adamlar çoluk çocuklarını işten çıkartabiliyor. işe almayabiliyor. fakat bizde bu yok. çünkü geleneklerimizde bu yok. hep kıyak, hep adam kayırma var.
kadrolaşma kanımızda var. bunu aşmak için en azından bir 100 yıl geçmesi lazım. yarın bir mevkii sahibi olursam, muhtemelen ben de bu tür şeyler yapmaya zorlanacağım. kadrolaşmaya en karşı olan bireyler bile bunu toplum baskısıyla pek ala yapacaklar. kimse hikaye okumasın...