o kadar delice kötü propaganda yaptıkları halde halkı inandıramaması sonucu hatayı kendilerinde değil millette bulması sorunudur. chp'ye göre halk öyle cahil ve bağnazca bir tutkunlukla dinci partilere oy veriyor ki ne desek bu bağnazlığı kıramıyoruz, kandıramıyoruz diyorlar.
kurucusu ile partiyi bir tutmamak lazım. kemal atatürk parti başkanı olarak imzaladığı belgelere chp değil "partim" yazardı. sebebini soranlara "ne bileyim chp'nin benim partim olarak kalacağını" demişti.
şahsen chp'ye lider olsam chp'yi çok iyi yerlere taşıyacağıma inanıyorum. chpliler halkı cahil bulacağına kendi yaptıklarını değerlendirmeli.
chp için çözüm önerilerim basit; dini siyasetin dışına çıkarsınlar yeter. akp, saadet gibi partilere insanlar neden oy veriyor dediğinizde chpliler "dinci olduklarından" diyor. neden dinciler bir partiye ihtiyaç duyar? demek ki din üzerine chp tarafından uygulanan bir baskı var ve insanlar bundan hoşnut değil. bu baskı ortadan kalktığı zaman, yani halkı biçmlendirmek yerine halka uyum sağladıkları zaman bu siyasi sistem bozulur. insanlar inançlara göre değil başka şeylere bakarak oy vermeye başlar. fakat chp anti dinci oldukça karşısında dinci partiler bulur ve oy alamaz.
partiler insanların mağdur oldukları konuları düzeltmek için aynı mağduriyeti yaşayanlarca kurulur. din konusunda bir mağduriyet yaratmazsanız dinci parti de kurulma imkanı bulamaz.
chp geçmişine dönüp biz şu konularda yanlış yaptık ve hala yapıyoruz deyip kendini değiştirmedikçe oyu bir sınır üzerine çıkamayacak. dini mağduriyeti olan insanlar veya mağduriyeti olmasa bile chp söylemleriyle mağduriyet varmış gibi hissedenler chp'den uzak duracak.
dini özgürlükler bir insan hakları sorunudur. fakat özellikle bizim gibi çoğunluğu dindar bir ülkede demokrasi sorunu da olur. yani insan haklarından gelen bir dini özgürlükler meselesi varken üzerine bir de demokrasiyi çiğneyerek bunu yapan bir parti olursanız faşistliğinizden başlarlar antidemokratikliğinizden çıkarlar. mesela isviçre'nin minare yasağı koyması demokrasi açısından doğru olsa bile insan hakları demokrasiyle çiğnenemeyecek olduğundan hatalıydı. bizim ülkemizde ise hem insan haklarını hem demokrasiyi çiğnerseniz neyi savunacaksınız ki?
kimi nasıl inandıracaksınız? zaten sabıkanız yüzünden size güven duymayan bir çoğunluğa hala aynı şeyleri söylemeye devam eder ve insani haklarını demokrasiyi de çiğneyerek kullandırmazsanız size dini duyarlılığı olanlar uzak durur. geçen bir chp ileri geleni şöyle diyor; "türban meselesi kişisel özgürlük meselesidir, insan hakları sorunudur referanduma götürülemez". sanki dalga geçer gibi. hem insan hakları sorunu diyorsun, hem referanduma götürülmesine karşı çıkıyorsun hem izin verdirmiyorsun. bu kadar çelişkili bir cümleye cahiller bile inanmıyor..
faşizmi kenara bırakalım. demokrasi karşıtı davranmak chp'yi her zaman zayıf bırakacak ve daha zayıflatacak. insanların eğitim düzeyleri yükseliyor ve demokrasi neymiş, insan hakları neymiş daha çok öğreniyor. insan hakları yüzünden aym'nin türmana serbestlik vermesi zorunluluk iken üstüne demokratik yollarla da çıkarılan bir anayasa değişikliği olmadık yöntemlerle iptal ediliyor.
aihm'de konunun doğru bulunduğunu söyleyebilirsiniz. haklısınız aihm türban konusunda anayasa mahkemesini haklı buldu. fakat bu anayasa değişikliği yapılmadan önceydi. türbanı destekleyenler iktidar partisi ve mhp olmasaydı bu türban konusu tekrar aihm'e gider ve anayasa mahkemesinin yaptığı hata düzeltilebilirdi. iktidar partisinin aihm'e gitmesi ne saçma olur değil mi? türkiye'ye dışardan bakanlar neler demez.
aihm'in önceki kararını ise bilmeyenler için açalım. aihm kararında mahkemede üç üyeden biri türk hakimdi. aynı hakim refah partisinin kapatılmasında da kapatılma yönünde oy kullanıp diğer üyeleri zorlamıştı. aihm'de 3 hakim oy birliğiyle karar vermedikçe mahkeme bitmez. türk hakim türban konusunda diğer 2 hakime uzun süre muhalefet etti ve sanırım hakimler bundan bıkıp türk hakimin istediği yönde oy verdiler. gerekçeli karar da ise türban konusunun bir iç mesele olduğu ve türkiye anayasası ve kanunlarının türbanı yasakladığı için(devletin koyduğu kural olduğu için) aihm'in buna karışamayacağı yazıldı. yani türban hakkında kanuni bir düzenleme yapılırsa aihm için sorun değil. türban serbest oalbilir. chp ise aihm bile türban'a karşı çıktı diye bu konuyu savunuyor. o türk hakimin chp'nin azılı savunucularından olduğunu söylememize gerek yok. malum medyanın desteğiyle aihm kararı topluma farklı anlatılıyor. aynı hakim bir gazetede yazarlık yaparken aihm kararını verdiren kişi değilmişcesine bunu saklayarak aihm kararının doğruluğunu anlatıyor.