günümüzde okuduğunuz okullara bi bakın; okul birincilerinin, sınavlarda en yüksek not alanların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. erkeklere oranla başarı oranları hep daha yüksek.
düzenli not tutanlar, dışarıda çalışıp bi yandan okuyanlar, kpss-ales-üds-kpds, her sınava istisnasız girmiş olanlar da çoğunluk gene onlar.
hayata erkeklerden daha erken atılanlar, erken evlenenler de onlar...
ne lan bu aceleniz, bu telaşınız allasen?
evde kalma korkuları, çevre baskısı mı onları telaşa itiyor?
yoksa kadınlar modern hayata daha mı iyi uyum sağlıyor?
açıkçası yanıtları tam bilmiyorum ama olan erkeklere oluyor...
şu derin mevzuyu gidip salak saçma aşka bağlayacağım için çok üzgünüm ama maalesef günümüz ilişkilerinin yürümeme nedenlerinin en başında bu "hayat planlaması" geliyor.
kadınların ezici baskısı, kararlılığı erkeği ilişkide tırstırıyor ve kolaycı erkek hep kolaya kaçıyor.
25 yaşındaki bir erkekle 25 yaşındaki bir kadın arasındaki hayat görüşü çok ama çok farklı.
25 yaşındaki bir kadın ilişki başlangıcından 1 ay sonraya nişan, düğün isteyebilirken, erkek daha üniversitesini yeni bitirmiş, kafasında 5 yıl sonra kendini nerede göreceğine dair bir fikri bile tam yoktur; e haliyle ilişkiler hep çıkmaza giriyor.
tespit sıçmak bu ama biz modern çağın erkekleri hiç bir şeyi sallamayan, kalıcı dövmesi ve piercingi olan, kızıl saçlı, asi kızları aslında bu yüzden daha çok arzuluyoruz.
çünkü onlar 1 ay sonra evlilik planı yapmaz, kafamız rahat eder diyoruz.*.