aylar geçti belki sensiz.
tam olarak bilmiyorum saymadım. sayamadım daha doğrusu.
sensiz geçen günleri saymadım günden.
o yüzden hala eskisi gibiyim.
sensizliğe adım attığım ilk günkü gibi.
hala senin için hazırlanıp çıkıyorum evimden.
evden çıkıp gelmeni beklediğim yerdeyim hala.
bindiğin otobüsü süzüyor hala gözlerim seni bulmak için. seni bir saniye olsa görebilmek için.
eski kız arkadaşlarımı görünce kafamı yere eğiyorum hala. * senden kalan kötü bir alışkanlık olsa gerek bu da.
sevdiğin sakızlardan alıp çiğnemiyorum. arkadaşlara dağıtıyorum. onlar çiğniyo artık.
kedileri kovuyorum çevremden. ayağımı sertçe yere vurup "kışşşt" diyorum kaçıyor hayvancıklar.
hala seninleymiş gibi yaşıyorum yalnız hayatımı.
anlayamıyorum hala bazı şeyleri.
anlamak istemiyorum belki.
karşılıklı edilmiş birkaç allahın belası laf, bir aşkı, verilen sözleri, edilen yeminleri, iple çekilen günleri silmeye yeter mi?
unutmalıyız dimi birbirimizi?!
her şeyi silip yeni hayatlara başlamalıyız?!
başka insanlarla, başka şehirlerde...
seni unutmamı istiyorsan buna izin ver!
unuttur kendini bana!
nefret ettir kendinden ya da.
bana mesaj atıp hayatımı sorma, seni unutmama izin ver.
unutmaya çalışmama yardımcı ol en azından.
ama sen unut beni.
esprilerimi hatırla gül sadece.
şakalarımı başka insanlara yap. eğlenceli ol eskisi gibi.
unutmayı deneme, denemeler can sıkar.
pat diye unut çıkar aklından.
sana beni soranlara ilginç sorular sor. fıkra anlat filan. yeter ki konu değişsin.
ne ilk aşkınım ne de son oldum, ara aşk diye tabir edilen aşkım ben.
bir insanın bunu bilmesi ne acı bir bilsen.
yazamıyorum bile artık.
neyse okursan sevinirim.
okumazsan yazar dostlarım okuyup eksilerler. çok saçma bi yazı oldu çünkü. *
sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...