öncelikle toplumun zihniyetini gözden geçirelim.
er kişinin elinin kiri, hatunun yüzünün karası...
bu hale nasıl geldik, şöyle ki bizim annelerimiz anneannelerimiz daima kızlarına şunu öğütlediler. "gösterme. gösterirsen elletme. sakın yavrum! evlendikten sonra olur hepsi"
dolayısıyla erkekler için ödül halini aldı cinsel yakınlaşmalar. evlilik için atılan imza karşılığında kazandıkları bir ödül. öpüşmek için bile kız kısmı birsürü şart sundu önlerine.
-beni güvende hissettireceksin
-beni kollayacaksın
-hediyeler alacaksın
-başkasıyla ilgilenmeyeceksin
-beni sevdiğini hissettireceksin...
erkekler ise hepsini tek tek öğrendiler. çeşitli yalanlar dolanlar, kız 'düşürme' üzerine iddalar...
erkekler kromozomları sebebiyle savaşçı avcıdırlar. ve hatun milleti onlara yanlış av sundu. avlayacakları şey cinsellik oldu. ve sonuçta seviştikten sonra elde etmek istediğini elde eden herkes gibi erkeklerin gözünden düştüler.
halbuki avlayacakları şey hatunun kalbi olsaydı. yani sevişme kısmını o kadar abartmasaydılar böyle mi olurdu. yani seviştiği halde hala elde edemediği, elde etmek için savaştığı şeyler olurdu; kadının sevgisi, şevkati, güveni gibi...
dediğim gibi erkek milletine suçu atıp aradan çıkmayınız ahali!