bir yerlerde hep bir şeyleri yanlış yaptığını hisseden, en eğlendiği zaman içinde bile kafasında "acaba şu anda ne hata yapmakla meşgulum" sorusu geçen kişidir. kendini de sever çevresindekileri de ama sanki hayat onun kendisini sevmesini istememektedir. insnaların yanındayken gülen ve mütemadiyen keyifle konuşan bir adam iken kendi başına kaldığında pek bir tuhaf hallere bürünen kişidir. işin kötüsü kendisi bir yerde eğlenirken çevresindekilerin onun varlığından ne kadar hazzettiklerini de asla algılayamaz. dedim ya o hep bir şeyleri yanlış yaptığı düşüncesiyle programlanmış bir bünyedir. bu yüzden eğlense de mutluluk denen olguyu yakaladığını söylemek pek mümkün değildir. hal böyleyken kendisine biçtiği ilk vazife, eğlenmesi sonucunun doğduğu her ana katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürlerini sunmaktadır. hayattan şu an için öncelikli beklentisi de çevresinde bu konuda katkıda bulunan/bulunmaya namzet olan kişileri kendisinden esirgememesi, onların mevcudiyetlerinin bekasını sağlamasıdır; zira bu kişi o bahsettiklerini zor kazanıp kolay kaybeden türden bir varlıktır...