daha evvel hiç sohbetimiz olmadığı için maalesef tanımadığım-bilmediğim-görmediğim ve nick icabı orta asya'nın bağrından kopmuş gelmiş, hatta biraz da böyle elinde çakısı ile, yüzünde faça izi ile bir adam olarak gözümde canlandırdığım, gördüğümde ise kendime çok benzettiğim yazar. gerçi biraz geç geldiler, eh o vakitte içki, göbek havası derken pek sohbet edemedik ama arada kestim (gerçekten de kestim adamı *) sanki kendime bakıyorum. bi acayip kanım ısındı. şimdi entrylerini okuyorum. *