felsefe yazılısı vardı. lise 3 tü. arkadaşla dünya s.kimizde değildi. evet öyleydi. arkada hep konuşurduk, geyik yapardık, gülerdik. orta sıranın en arkasını mekan bellemiştik. gülüp şakalar yapıyor ''çantanı atamazsın pencereden'', ''hocanın bayramını kutlayamazsın'', ''derste sıranın üstüne çıkıp sınıfa selam veremezsin'' gibi iddialarla birbirimizi eğlendiriyoduk. garip olanı iddiaları gerçekleştiriyorduk. olayımız buydu lise 3 te. ben yazılılara hiç çalışmadan girerdim. arkadaş biraz çalışırdı yine ama ben hiç çalışmazdım. sınıfı nasıl geçtim hala isviçreli bilim adamları araştırıyor. neyse konumuza dönelim, duygulandım. çünkü güzel günlerdi.
önüme kağıt geldi. güldüm önce. baya güldüm. sonra arkadaşa baktım bi şeyler yazıyodu ''hayırdır lan ne yapıyosun sen'' dedim. ''sallıyorum'' dedi. ben de vitesi boşa alıp sallamaya başladım.
bi soruda ''sokrates e göre bilgili ve ermiş insan nedir?'' gibi bi şey yazıyodu. uyduracak hiçbi şey bulamadım. masanın üstüne soruyu yazdım. grup vardı çünkü arkadaş a ydı ben b ydim. zaten hep bana b gelirdi. kaderim buydu ve alışmıştım. büyük harflerle bi kelime yazdı. aha dedim yırttım 10 puan alırım en azından, 0 almam diye kendi içimde sevinip coşarken o kelimeyi gördüm;
dedem..
sonra 1 düştü felsefem. arkadaşa da 1 düştü. aslında 1 düşmeseydi teşekkür alıyodum. arkadaş da alıyordu. ama lisenin ilk 2 yılında hep teşekkür almış olacağından olacak ki ''amaan şimdiye kadar aldım da ne oldu hacım ya'' diyip takmamazlıktan geldi. benim lise hayatım boyunca bi tek o sene ortalamam tutuyordu teşekküre. ama felsefem 1 di, babayı aldım. edebiyatım 5 ti ama.
o arkadaş hala en yakın arkadaşım diye nitelendirdiğim insan olarak hayatını sürdürmekte. yine geyikler çeviriyor, birlikte sıçana kadar gülüyoruz. o iyi biri. evet.