aylak efendilerin hoş vakit geçirmesine yarayan edebiyat türü.
huet on yedinci asırda şöyle demiş: "roman, okuyucu eğlensin ve bilgisini arttırsın diye sanatkârane bir tarzda kaleme alınan sevda serüvenleridir, aylak efendilerin hoş vakit geçirmesine yarar." hayatının bir bölümünde roman yazmak için büyük bir çaba göstermiş olan cemil meriç aktarıyor bu sözleri.
aylak efendiler kavramı ile hiç şüphesiz, gençler yani henüz olgunluğa erişmemiş kimseler kastedilmektedir. peki neden romanın muhatapları olarak aylak efendiler gösterilmiş?
balzac' dan, dostoyevski'den bu yana romanın gelişim gösterdiğini söylemek mümkün değil. roman giderek, şöhret için edebiyat dünyasına adım atan bezirganların ve bu bezirganlar aracılığıyla kâr elde etmeyi uman tufeyli sürüsünün elinde bir araç haline gelmiştir. klasik eserlerin yazarları arasında da geçim derdiyle kalem oynatanlar vardır. ancak büyük eser vermenin vazgeçilmez şartı olan fikir çilesi, bu yazarların eserlerinin en önemli parçası haline gelmiştir. günümüzde ilk kitabı henüz raflardaki yerini almamışken, ikinci romanını bitiren yazarlara rastlamak mümkündür. roman ne kadar kolay yazılırsa, o kadar kolay okunur ve ne kadar kolay okunursa, o kadar ilgi çeker. eğer hâlen, tutunamayanlar' ı okumadı isem, bunun en önemli nedeni anlaşılmasının zor olduğunu söyleyen bir arkadaşımın bu sözlerinden etkilenmiş olmamdır.
roman günümüzde kolay yazılıyor, kolay okunuyor ve bu durum aylak efendileri cezbediyor..
cemil meriç romanın öleceğini söylemiş. roman bir edebiyat türü olarak popülerliğini koruyor. ancak gerçek romanların ve yazarlarının halen yaşadığı fikrini bizde uyandıracak örneklere rastlamak giderek zorlaşıyor.