hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

entry20 galeri
    6.
  1. Ali Cengizkan şiiridir.

    Taş düştüğü yerde kaya
    Taş düştüğü yerde gömülür bir boşluğa
    Hey nöbetçi, bu kör karanlığa
    Dokun, yansın ellerin, yansın ellerin.

    Ellerinden dudağına ve ağzına taşan o meyve
    Kırların ürperişi gibi gözlerinden her an geçen istek
    Gidiyorsan gidersin, odalar geride kalır
    Bırak şu ellerini, menekşeleri, ölümü; bırakırsın.

    Ölüm babamdı ceplerinden hergün birşey çıkan
    Küçük bir gönye, gül kapçıkları
    Paçalarında biriken çamur kalıpları
    iki ayakkabıydı kapımızın önüne konan.

    Aç avcunu, kayalıklara çarpan dalgalardan
    Ne kaldı işte buruşuk yanaklardan
    Hırsın, kösnünün, acının kestiği acılardan
    Suyla kesildi gitti dudağın kenarındaki tuz.

    Tuzun ve tozun kesiştiği yerdesin, sözün kırıldığı duvar
    Yansıtır kimlerin kaldığını iki ateş arasında
    Bir otelin pervazları kanar ve isiyle
    Gökmedrese kapısında güzelim bir nakış daha.

    Bakış ve dokunuş, o tılsımlı kuş, nereye gitti
    Nerde bitti kalemin yazdığı düş, dumanın
    Boğduğu gülüş, iki gözüm
    iki gözüm, sözüm bitti.

    Vatikan'da Roma'ya bakarak çırpınan ve bağıran körü
    Sıvas'ta minareden seyreden sağır duyar,
    Yine de dünya aynasına bakıyorum, iki gözüm
    iki gözüm, çıkartamadım yüzümü...

    Yanakları eğitim yanığı askerin avcundasın, Metin abi
    Yönün neresi, sağ yanındaysan söz ve kösnü
    Sol yanındaysan yine söz ve kösnü
    Eksik olmayacak, eksik olma, belleğimizden.
    0 ...