nazim ve vatan konusu zor konudur. nazim in kesinlikle ülkesini cok seven bir türk oldugundan süphe duymamak lazimdir. "kuvay-i milliye" destaninda "atesi ve ihaneti gördük" diyen birisidir nazim. yani "biz gördük" biz kim, türk ulusudur...ya da memleketini "kalbinin enfarktinda" yasatmasi...
böyle bir adam vatan haini falan olamaz.
ama vatanini sevdigi gibi ikna oldugu belirli bir politik görüsü de savunmaya, o görüsü memleketinde yaymaya, ya da düsündügü gibi yasamaya alsinda hakki varken, bu hak kendisinden alinmistir. gerci, eger nazim´in komunist olmaya hakki varsa, islam dini yazarinin da islami yasamaya hakki vardir, birisini tolere edip digerini etmemek olmaz, ama sonucta liberal görüs, herkes istedigi gibi takilsin, her görüs savunulsun, insanlarin beyni yikanmasin, herkes herseye ulasabilsin kafasiyla -ki bu liberal yaklasim despotlara pek gelmez, hemen youtube u yasaklarlar, görüldügü zaman, nazim, gercek bir vatanseverdir.
ama komunizm tukaka, sagcilik, hem de siyasal sagcilik bir erdemdir, diye baktigimiz zaman nazim, vatansever degildir. nazim türkiye´ye sosyalizm gelsin diye ugrasmis bir sosyalist misyonerdir. bundan dolayi cezalar almis, hüküm giymis ve sinirdisi edilmistir.
ama bütün bunlar onun memleketini sevmesine engel midir? kuvay-i milliye destanini yazmasina engel midir?....degildir.
nazim gibi ideolojik cercevelerde düsünen bütün insanlar hakkinda benzeri tartismalar yapilir, ülkemizin sosyal aydini da "hakkidir hakka tapan milletimin istiklal" diyen büyük sairi "siyasal islamci" olarak gördügü sürece, ne nazim i, ne mehmet akif i ne de diger birsürü kültür atesemizi anlayamayiz. onlari "siyasal boyayla" boyar, büyüklüklerini siyasal durustan ibaret sayariz.
gercek liberallesme, tek bir kisinin fikrinin bile sayildigi bir toplum durusu olmadikca, insanlar herkesin görüsü kendine diyemedikce, bu böyle olmaya devam edecektir. bir adam liberal bir müslüman ya da sosyalist ya da hristiyan olabilir, ama liberal - liberal liberty´den özgürlükten gelir- olamadi mi, diger görüsleri tamamen reddeder ve ortamin gerilmesine sebep olur.
sanatciyi, sahis ve ürettigi sanat olarak ikiyie ayirmak zorundayiz. rachmaninoff, rusya´dan resmen kacmistir, ve komunist düsmani bir adamdir, ama ruslar gene de cok severler onu, cok büyük bir besteciydi- o bütün kayiktlarini amerikan orkestralariyla yapti, ama cok büyük piyanistti. ve besteciydi. almanya´nin en büyük yazarlarindan thomas mann, itabinda resmen "alman oldugumdan derin hicaop duymaktayim" diyen birisidir. ama sen bi almana "böyle dedigi icin thomas mann´dan nefret etmiyor musun?" diye sor, sana "o en önemli romanlarin hem de birkac tanesini yazmis büyük bir yazardir " der "ama alman olmaktan utanmasini" anlamadigini da ayrieten ekler....ama thomas mann in dev gibi buddenbrooks unu, büyülü dag´ini kesinlikle reddetmez.
eger tek bir türk yazari "ben türk olmaktan hicap duyuyorum" demis olsaydi thomas mann gibi -hele onun kardesi heinrich mann bir de kitap yazdi- neden almanlik konusuna cok kritik bakmakla ilgili- o adami türkiye den dislarlardi...yaptigi her ne olursa olsun.
türkiye böyle bir ülke iste. mozart, seks düskünü bir adamdi, ama en güzel messeleri yazdi, ama seks düskünüydü diye, kiliseler onun dini eserlerini calmamazlik etmezler. insanlarin bir sahsi zayifliklari, bir de allah vergisi yetenekleri vardir. bunlari ayirt etmek gerekir. beethoven cok "huysuz" bir adamdi, hicbir kimse kendisiyle iyi iliskiler kuramamistir, ama kimse de onun besteciligine en ufak bir söz söylemez.
nazim, belki türk milletinin dinine, kültürüne sahsi konumu olarak o kadar saygin degildi, ama yazdigi eserler, öyle degillerdir. ve bizim de ilgilenmemiz gereken, nazim hikmet in sanatci kimligidir, sahsi ideolojik durusu degil.