tarafımca gecikmeli olarak izlenen recep ivedik serisinin üçüncü halkasıdır. üçüncü film ile ilgili yorum yapmadan önce ilk filmlerden bu yana güzel bir gelişme gördüğümü söylemek isterim. bir karşılaştırma yapacak olursak birinci ve ikinci kadar güldürmemiştir. nitekim ilk film beni çok güldürmüş koparmıştır, ikinci film de aynı şekilde güldürme konusunda başarılıydı. ama şöyle de bir eleştiri vardı ilk serilerde. çok küfür var, argoyla güldürüyor, bel altı espriler var, hiç bir şekilde konusu yok, seyirciye mesajı yok vs. diye gidiyordu. taa ki üçüncüsüne kadar demek isterim. yine eleştirilmiştir mutlaka ama işte aması var. nedir o "ama"? bu filmin konusu var. depresyonda olan bir insan olarak gördük recep'i ve ev arkadaşı ona yardımcı oluyor. atlatılamaz gibi gelen bu psikolojik hastalığın aslında gayet de üstesinden gelinebilir bir şey olduğunu söylemekte bizlere ve ve öyle cinci hocalara gidip de derman aramanın boş bir uğraş olduğunu espirili bir anlatımla bize sunmuştur. yine güldüğümüz yerler oldu özellikle schweinsteiger kısmı çok hoşuma gitti. daha da bir çok sahne var mutlaka; hugo "sefiller" gibi. kısacası şahan gökbakar eleştirilere kulak vermiş, daha az argo kelime içeren ve konusu, izleyiciye mesajı olan bir film yapmıştır. arkası gelirse ne ala ki gelirse bu film bir geçiştir diyebiliriz.
bir de şunu söylemeden geçemicem kuaför sahnesinde de kuaföre trollük yapma gibi bir kelime sarfetti tabi yamulyorsam. sıkı bir sözlük takipçisi olduğunu düşündürttü bana. o da içimizde olabilir.*