meclis halkin evi degildir. evet mecliste o guselim ceylan derisi koltuklara oturanlari halk secmistir ama meclis aslinda cok basitinden bir postane ya da iski gibi devletin para vererek calistirdigi insanlarin gelerek devletin isleyisi ile ilgili kararlar aldigi yerdir. meclis bir halk evi, bir dernek degil tum parasi devlet tarafindan karsilanan bir kamu kurulusudur. bu durumda devletin laik olma temelinden cikarim yapilarak, devlet hic bir dine karsi sempatisi olamaz ve yine bu paralellikte hac isareti, basortusu, haham sapkasi gibi kilik ve kiyafetler ile meclise girmenize izin vermez. buradaki esas mantik devletin bu tarzda giyinen ve gorusunu acik olarak bildirmis olan calisanlarinin olamamasidir. cunku devlet her vatandasa esit hizmet vermelidir ve bu hizmeti verirken tarafsizligini on kosul olarak yerine getirmelidir. bir parti secime girerken belirli gruplardan oy alabilir belirli bir dusuncesi olan insanlardan surekli rant elde etmis olabilir ama ne zamanki parti meclisten iceriye girer orada artik sadece hukumet ve muhalefet vardir. hukumet ve muhalefetin aldigi kararlar yalnizca onlara oy verenleri degil tum halki etkiler bknz: akp nin %34 ile iktidar olmasi. burada devlet adina karar alan insanlarin tarafsizligini korumasi bir on sarttir.
cami konusuna gelince, aslinda cok fazla tartisma donuyor basortusu konusunda, yalniz tefsirden okudugumuzda kadinlarin basini ortmesi zorunluluk, aksi iddaa edilemez. ama hatemi basta olmak uzere bir grup insanda turbanin zorunlu olmadigini iddaa etmektedir, neyse bu tartisma surup dururken camiye basi ortusuz girmek, 10 kasimda dugun yapmak gibidir, ya da ramazanda insanlar iftari beklerken sigara icmek gibidir.
insanlarin toplum icinde yasayislari sadece kurallar ile belirlenemez bir de yazisiz kurallar butunu vardir. sosyal pakt herkesin buna uymasi ile gerceklesir. iste nasil 10 kasimda dugun yapmak yasak degil ama sosyal pakti bozuyorsa turbansiz camii gezintisi de okadar sosyal pakti bozar.