aslında annemle alışverişe çıkmak gibi bir adetim yoktur fakat çok yorgun olduğu için yardıma gittim pazara. birlikte kalabalığın arasında gezinirken dikkatimi bir giysi tezgahındaki maydonozlar çekti. tam ben bakarken o yöne-bu maydonozların burada ne işi var dercesine- bir çift kara ama kapkara gözle karşılaştım. istemeden de olsa uzun uzun baktı bana gözler, henüz yedisinde anca olan bir çocuğa aitti onlar, sonra o gözlerin sahibi ağlar bir sesle:
- "abla maydonoz 500"
dedi sadece. amacı satış yapmak değildi eminim, o uzun bakışların söylemek istediklerini böyle söyledi sadece. yorgunum diyordu, sabahtan beri ayaktayım, açım, oyun oynamak istiyorum diyordu o cümle, ben anladım. içimden küfrettim ben bu adaletsizliğe, ama içimden. elimde olsa alırdım kendine ait olmayan tezgahındaki tüm maydonozları ama değil ki. burktu işte içimi bu detay. geldim şimdi eve, gizli gizli ağlıyorum.