sevgili teyzecim, bunları umarım okursun, okursun da içten içe beni affedersin. evet, o gün sigaranı çantandan alan iğrenç yeğen bendim.
ama acı bana, yaz okuluna kalmışım, yaz sıcağı ve o salak yağmurun düeti, murat ilkanın son kez sahne alması, sevgili kavramına olan uzaklığım, kitap okumaktan gözlerimin yerinden çıkması kürt sorunu kimlik sorunu varoluş sancısı derken birsürü sorun vardı, ve tek kuruş, evet tek kuruşum yoktu. sen hastaneye gitmiştin, çantan evde öylece duruyordu, saf, temiz, bakire bir kız gibi masum bana bakıyordu. ona yavaşça yaklaştım, heyecandan ellerim titriyordu, o siyah kulpundan tuttum ve fermuarını açtım. ehem öhöm, neyse işte, orda duruyordu bi camel paket. açılmamıştı, adeta cennetle müjdelenmiştim, allaha inanmıştım an itibariyle. ve onu aldım, heyecanla odadan çıktım, içtim, içtim, içtim...
sonra sen geldin, bankada param bitmiş dedin, sigaram vardır umarım dedin, gittin çantana baktın ama sigaran yoktu, son paketini ben içmiştim, evet ben. ama sana haberim yok dedim. sen de bi gece sigarasız kaldın. sinirli, hüzünlü, zavallı... beni affet teyze.