ufakken onu ziyarete gittiğimde anneannem hep benım ıstedıgım yemekleri yapardı. en cokta havalı makarnası guzeldı. havalı sıfatını ben uygun gormustum. sımdıkı makarnaların tadına hıc benzemezdı. sadece benım kullanmak ıstedıgım cıcek desenlı mika olana koyar ve bende afiyetle yerdim. salça rengıne burunurdu tabagım.
evide anneanne kokardı. kapıyı bana açar açmaz guduğum gelmiş dediği an o koku burnuma gelırdı. guduk bir sevgi göstergesiydı anladıgım kadarıyla.ne zaman elını tutup markete gıtsek gozlerımın tum cikolataları suzdugunu gorur ve o zamanların dokunulmaz ürünü olan kinder yumurtadan 3 er 5 er alır, cıkolata ya bulasacak agzıma dokunmasını sağlardı.sınıfımı başarı ile geçtiğim için bana bisiklette almıstı anneannem. hemde vitesli. küçük mahallemde asla benzerine rastlamadıgım cinsten. artık ufak değilim ve anneannemi hala ziyaret ediyorum. onu sadece gökyüzüne baktıgımda görebiliyorum. makarnayı eskisi kadar sevmiyorum. dedemi ziyaret ettiğim her 1-2 saatlik zaman dilimlerinde o kokuyu alamıyorum. kırmızı ojeli küçük kadın, seni çok özlüyorum..