simdi kafayi yemis cocuklar pek bir populer nedense. joshua, fragile, the children, godsend, them, orphan ve hatta the orphanage. eger amac yetmisli yillara gonderme yapip o donemi asmaksa, the omen, the changeling, don't look now veya alice sweet alice filmleri benim icin, yenilere oranla, hala birer saheser. ozet gecip, ki artik cok gec, hemen bu filme donersek eger, malum tema ayni: the wasp factory kitabindan etkilenerek cekilmis 90'larin filmi the good son'in kotu bir versiyonu. hele ilk yarim saatten sonra filme katilan gercekustuculuk ile iyiden iyiye siradanlasan bir yapim. insan bu kadar bilindik, asiri kullanilmis bir temaya neden oturup bir de film ceker anlamak zor. ayrica yonetmenin fena halde scare tactics'den 'spoiler' aldigindan supheleniyorum. 'are you scared?' 'you should be!' falan diye devam eden sacma sapan monologlar da neyin nesiydi ki oyle? aslinda bu kadar uzun yazmanin sebebi renee zellweger'in hatiri. maalesef o da yer cekimine yenik dusmus.