ortaokul yıllarında dinlediğim bir hikayeyi hatırlatan maçtır. şöyledir hikaye:
evvel zaman içerisinde zenginlikler içerisinde bir ülke ve o ülkenin de adaleti ile nam salmış bir kralı vardır. doğaüstü güçleri olan bu kralın iki tane de ölümsüz oğlu vardır. son zamanlarını yaşadığını anlayan kral ülkesinin oğulları arasında çıkacak taht kavgasından etkilenmemesi için ordularını toplamalarını ve savaşa tutuşmalarını kazananın ülkeyi yöneteceğini söyler. neyse efendim savaş başlar ve tahmin edileceği üzere en son bu ikisi kalır. aradan günler haftalar geçer. bir türlü biri diğerini yenememiştir. artık adım atacak halleri kalmamıştır. sonunda birinin kellesi gövdesinden ayrılır ve kafasını koltuğunun altına alıp ülkeyi terkeder. gel zaman git zaman bu abimiz bir eve rastlar kapıyı çalar. kapıyı açan hamile kadın karşısında kelle koltukta adamı görünce bebeğini düşürür. düşen bebek kalkar ve aq böyle hikayenin der.
isner'in maç ertesi güne kalmasaydı yere düşen bebek misali aq böyle maçın diyip kendini yere bırakmasını ve orada uykuya dalmasını, hakemin de ordan bir battaniye bulup onun üzerini örtmesini bekledim bir an.