düşündükçe renkler kayboluyor.
siyah beyaz hüzünlü eski bir ekrana dönüyor dünya.
çocuksuz ve sessiz sokaklarda,
yorgun eşyalarla dolu karanlık salonlarda geçen,
sonu belirsiz mutsuz, kan ve nefret dolu bir film akıyor annelerin, babaların gözlerizden.
gri ve soğuk manzaralar müziği çalıyor, eklemleri hastalanmış eller giriyor görüntüye.
hastalıklı ama sıcak, içlerinde dualar yüklü avuçlar tabuta sarılıyor.
taneleri birbir tarafa dağılan inci kolyeler gibi insanlar,
kimse konuşmuyor, buse' nin duvağı katı bir acının içinde beliriyor.