iNSANLARı kalıplara sokan zihniyetin, bir yandan özgürlük söylemlerini davul zurna ile ilan ederken diğer yandan sen busun, bunun dışına çıkarsan bunalırsın, bunalımdasın söylemleriyle fikir prangacılığı yapmasından ibaret tespittir.
sizdeki bunalım kimsede yok dedirtir. benim neye nasıl ve neden inandığım seni ne ilgilendirir denyo dersin geçersin.
sen beni türkçü kalıbına sokma hakkını kimden alıyorsun. atatürk ü sahiplenme lüksünü sana kim verdi. allah a inancıma çamur atma çirkefliğin hangi engizisyon mantalitesinin eseri. düşünmenin ne sınırı ne de yasağı olabilir. biz yüzümüzü, sırtımızı döndüklerimizede, paralelimizdeki insanlarada göstermesini bilen meziyet ve kapasitede insanlarız. bakmayı öğrendik, görmeyi öğrendik, öğrenmeyi öğrendik, öğrendiğimizi sorgulamayı öğrendik, sorguladığımızı kabul etmeyi öğrendik, kabul ettiğimizi savunmayı öğrendik, savunduğumuzu başımız dik savunabilmeyide öğrendik. hiçbir insanın yüzde yüz haklı veya haksız olamıyacağını ve her insandan öğrenilebilecek muhakkak bir şey olduğunu ve de doğru olanı ne olursa olsun almak gerektiğini de öğrendik. bizim akıl sarayımızın her yana bakan yüzlerce penceresi var. akıl barakasında burnumuzun dikine bakmıyoruz sadece.