sözlük yazarlarının itirafları

entry163148 galeri video563 ses32
    11010.
  1. uyandığımda saat tam 13:24 idi. hemen fırladım yatağımdan, kafamı duvara çarptım fakat.
    suratım çarşafa gelecek şekilde, duvara çarptığım kafamı tutarak yatağa attım tekrar kendimi. acı yavaş yavaş dindi ve kafamı kaldırdım yataktan.
    ev farklıydı.
    çok farklıydı...
    ananemlerdeydim lan.
    ananem biraz hasta olduğu için onun yanında kalmıştım gece.
    bu arada ananem 86-87 yaşlarında, 167 cm boyunda, esmer alımlı bir bayan.
    konumuza dönelim.
    hemen ananemin yanına koştum.
    -günaydın anane! nasılsın? var mı ağrın sızın?
    + olsa nolcak lan it! inek gibi yattın bi faydan var sanki eşşoğlusu seni.

    ohaa lan ilaçların yan etkisi mi bunlar. ananem taş, aa pardon melek gibi kadındı.
    hemen evin biraz ilerisindeki eczaneye koştum.
    - melabaaa
    + hoşgeldiniz buyrun?
    - ya şu ilaçların yan etkileri neler öğrenebilir miyim?
    + hangi ilaçların?

    elimde ilaç filan yoktu.
    isimlerinide almamıştım ilaçların.

    "hangi ilaçlar ulan"

    eczacı abi bana bakarak çok hafif sırıtıyordu.
    yanındakinin kulağına bişeyler fısıldadı.
    yanındaki; 173.cm boyunda, tek kaşlı, bira göbekli, alnı açık irfan abiydi.
    bu lakabı ona kızılderili olan amcası oturankamundeğiltutankamun takmıştı yanılmıyorsam.

    "iyi gunneeeer" diyerek arkama bakmadan çıktım eczaneden.
    arkama niye bakayım ki? dimi yani, önüne bak çık. ne o öle arkana bakarak çıkcan, insan burnunu vurur cama canım.

    doğru ananemin evine geri döndüm koşaradım.
    bide ne göreyim?
    aman tanrııııııııım...

    ananem lebtabımı almış, yalnızca ekranında tutarak kanepenin üzerinden kucağına alıyor.
    baş parmağı ekranın köşesine yer etmiş sanki.
    ekranda adete bir çukur oluşacakmış hissi uyandıran bir tutuş.

    - anane napıyosun ya kırıcan ekranı, ayırıcan makineden! altından tutsana şunu...
    + ulan sen bunu benim üçaylığımdan verdiğim parayla almadın mı eşşoğlueşşek...
    - ee öle de anane kırmak zorunda mısın?
    + ister kırarım, ister kırarım...

    ananem artık iyice saçma cümleler kurmaya başlamıştı.
    hemen annemi aradım.
    aramızdaki samimiyete dayanarak "alo anne anan delirmiş" dedim.
    "çaaat" suratıma kapadı.
    noluyo lan!
    herkes aşırı asabi sanırım bugün dedim.

    ananemin suratına bile bakmadan kapıyı çarparak dışarı çıktım.
    hemen yakınlardaki bir çayocağına girdim.
    bi sigara yakıp çayımın gelmesini bekledim.
    ...
    sigaram bitti ve çayım hala yok.
    sanırım artık "bir çay verir misin" demenin zamanı gelmişti ama çaycıya biraz daha zaman verdim.
    bu kadar ağır bir lafı bu kadar çabuk söyleyemezdim.

    tam "bakar mısın" demeye kalmadan çayım geliyordu.
    - bir şeker daha alabilir miyim?
    + kadayıf mı ballican lan hırbo!?

    çay bardağını daha tam tutamadan yere bıraktım ve tam koşarak uzaklaşmaya başlayacaktım ki mahallenin girişinde annemi gördüm.
    çantası omzunda yoktu ve çok hızlı yürüyordu.
    bir çanta annemi ne kadar yavaşlatıyormuş meğer.

    - annee!
    + ne var oğlum?
    - anne ananem çok pis küfürler ediyo, ilaçlardan mı acaba?
    + ne ilacı oğlum ananene ilaç mı verdin sen?
    - anne ya ameliyat olduya, göz damlası yan etki yapmıştır diye düşündüm.
    + senin alnına nooldu bakim?
    - sabah duvara çarptım. yerimi yadırgamışım ters kalktım.
    + hmm... arabayı şuraya bıraktım al da iyi biyere parket.

    koşarak arabaya gittim. elimde anhtar yoktu ama kapı "cik cik" diyerek açıldı.

    bindim kuşumun üstüne ve üç vakte kadar uçtum. uçarken yine aynı cik cik sesi benzinin biteceğini sinyalini verdi.
    hemen sola döndüm.
    sağa dönüşlerim zayıf olduğu için babam arabasını hiç bana vermezdi.
    amaaan... bende istemezdim zaten.
    kendi arabamla dönerdim sağlı virajlardan.

    neyse konudan uzaklaşmadan devam edeyim...
    yan koltukta annemin çantasını gördüm.
    annemin çantası kahverengi renkte bir bayan çantasıydı. üzerinde luis vuitton yazıyordu ama malından belli çakmaydı.
    hemen elime alıp baktım o kadar da ağır değildi.
    annemin yavaş yürümesinin bi sebebi olmalıydı ama hala bulamamıştım.
    tam o sırada çiçek gibi bir park yeri bulup soktum arabanın burnunu.
    gel gel gel gel hooop gel gel vurunca frene bas sözlerine kulak vermeden arabayaı parkettim ancak kıçı biraz dışarda kalmıştı.
    kapımı açan delikanlıya beş lira verip koşmaya başladım.
    "nereye aaabi" diyerek bağrıyodu arkamdan.
    "beş lira neyine yetmiyor şerefsiz" diyordum içimden.

    o sıra yanımda biri benle birlikte koşmaya başladı.
    kulağında kulaklık, elinde bembeyaz bir ipod vardı.
    harbi ipoddu ama. ya da ben öle olmasını istedim.
    üzerindeki liverpool formasında adının aylin olduğunu öğrendim.

    aylin 21 yaşında 171 cm boyunda, sarışın, güneş gözlüklü ve liverpool formalı bir genç kızdı.

    forma numarası olan 21 i yaşı olarak düşündüm kü koşarken gayet mantıklı gelmişti.

    aylin bir ara bana dönüp göz kırptı.
    ya da ben öyle umdum.
    güneş gözlüğü var kızın gözünde eşek gibi.
    kaşı var mıydı yok muydu emin değildim ancak tek kaşlı olmaması için dua ediyordum koşarken.
    ve birde aylin düştü.
    sonra tekrar bağlandı.
    - noldu?
    + koptum ya havadan sanırım sürekli düşüyorum.

    hmm..

    sonra sesler duymaya başladım.
    rakam sesleri...
    yani bir ses rakamlar söylüyordu.

    "4"

    "3"

    "2"

    "1"

    "şlaaaakkk"

    - evet insaaaaan. bugünkü seansımız da sona erdiii.
    + aaa... ne çabuk?!
    - haftaya bir aksilik olmazsa bir saat erken gel olur mu?
    + tabi ne demek. araşır haberleşiriz.

    akşam eve geldiğimde annem lebtabında okey oynarken telefonunu hoparlöre vermiş telefonla koşuyordu.
    - hanfendi. sanırım oğlunuzla bir ay daha devam etmek zorundayız. bu 7. seansızmız ve ben hiçbir gelişme kaydedemedim.
    + senin gelişmenden bize ne sürtük.

    dedi annem. ve kapadı telefonu.
    ya da ben öyle demesini istedim.
    bilmiyorum sözlük.

    delirme aşamasında olduğumu annemin kulağına fısıldadığım da "olur öyle" demesini istemiştim içimden. ve demişti.

    itiraf ediyorum sözlük sonraki seansa hiç gitmedim...

    ahahaha.... nihohoho... ehuehuehue... (bunlarda ikinci itirafım sözlük) *
    8 ...